Anayasa Mahkemesi (AYM), üniversitelerde “izinsiz gösteri”, bildiri dağıtmak, afiş veya pankart asmaya ilişkin yeni bir karar aldı.
Üniversitelerde bildiri dağıtmak ile afiş veya pankart asmaya disiplin cezası getiren YÖK Kanunu’nun ilgili maddesi iptal edildi.
AYM’nin aldığı karara göre, YÖK Kanunu’nun 54’üncü maddesinde kınama disiplin cezasını gerektiren haller arasında sayılan “Yükseköğretim kurumu içinde izinsiz olarak bildiri dağıtmak, afiş veya pankart asmak” hükmü anayasaya aykırı bulunarak iptal edildi.
Kararın gerekçesinde, ifade özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olmasının yeterli olmadığı, yasal kuralların keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli ve öngörülebilir nitelikte olması gerektiği ifade edildi.
Kararda ayrıca; düşüncenin, henüz ifade edilmeden önceden izne bağlanması, denetlenmesi veya tümden yasaklanmasının, idarenin denetiminden geçirilmeksizin, izni alınmaksızın açıklanan düşüncelerin yaptırıma tabi tutulması suretiyle kategorik olarak engellenmesinin, ifade özgürlüğüne yönelik ağır sınırlama örnekleri olduğu vurgulandı.
Kararda şöyle denildi: “Kişilerin dikkat çekme, kamuoyu oluşturma gibi amaçlarla bildiri dağıtma, afiş veya pankart asma benzeri eylemleri tercih etmelerinin, bu tür yöntemlerin daha az külfetle daha çarpıcı biçimde geniş kitlelere ulaşmalarına imkân tanıması bakımdan önemli olduğu şüphesizdir. Bu tür materyallerin asılmasına, dağıtılmasında şekli veya maddi anlamda herhangi bir sınır öngörülmeksizin izin şartı getirilerek bu hususun disiplin yaptırımına bağlanması ifade özgürlüğünün kategorik olarak sınırlandırılması sonucunu doğurur niteliktedir.”
Gösteri yapmayı izne bağlamak Anayasa’ya aykırı
“Yükseköğretim kurumuna ait kapalı veya açık mahallerde yetkililerden izin almadan toplantılar düzenlemek” yaptırımı da Anayasa’ya aykırı bulundu.
Bu kuralın yüksek öğretim öğrencilerinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını sınırlandırdığı vurgulanarak, “Bu itibarla Anayasa’nın toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı bakımından özel olarak öngördüğü güvenceyi dikkate almayan kuralın Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen, sınırlamanın Anayasa’nın sözüne aykırı olamayacağı hükmüne aykırılık teşkil ettiği sonucuna varılmıştır” denildi.