Bu daha başlangıç: İşyeri işyeri, meydan meydan #Geçinmekİstiyoruz

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

DİSK üyesi işçiler #Geçinmekİstiyoruz sloganıyla ülkenin dört bir yanında işyerlerinde ve meydanlarda idi. Asgari ücretin net 5200 TL olması, vergide adalet ve gelirde adalet talepleriyle önümüzdeki günlerde de devam edecek meydanlardaki eylemlerden kareler… 

İstanbul Kadıköy – 26 Kasım

“Yok öyle yağma! Bu ülke bu halk satılık değil! Türkiye işçi sınıfı satılık değil!”#Geçinmekİstiyoruz pic.twitter.com/cGnmLhsvuF

— DİSK (@diskinsesi) November 26, 2021

Ankara Ulus- 26 Kasım

“Ekonomiyi batırmanıza, ücretlerimizi eritmenize #ArtıkYeter diyoruz”
“Adaleti, hukuku, demokrasiyi yok ettiniz. Ama biz #ArtıkYeter diyoruz”#Geçinmekİstiyoruz pic.twitter.com/S69y3GLDdt

— DİSK (@diskinsesi) November 26, 2021

Kocaeli Gebze – 26 Kasım

• TL’nin ve emeğin değersizleştirilmesi politikasından derhal vazgeçilmelidir.
• TL’nin değersizleşmesi nedeniyle yaşanan tüm kayıplar asgari ücret artışıyla telafi edilmeli, bu artışta işçiler büyümeden de pay almalıdır. #Uyarıyoruz#BuDahaBaşlangıç pic.twitter.com/t2heYesyp0

— DİSK (@diskinsesi) November 26, 2021

Kırklareli Anıtpark 26 Kasım

İzmir Basmane – 25 Kasım

Adana Özgür Çocuk Parkı -25 Kasım

Antalya Attalos Heykeli 25 Kasım

Diyarbakır Koşuyolu 26 Kasım

Eskişehir Ulus Anıtı 25 Kasım

Kocaeli İnsan Hakları Parkı 25 Kasım

Mersin 25 Kasım

Artvin Atapark 26 Kasım

Hatay Uğur Mumcu Parkı 26 Kasım

Şırnak Silopi Ahmet Kaya Parkı 25 Kasım

İŞYERLERİNDE VE MEYDANLARDA OKUNAN BİLDİRİ 

EMEĞİMİZİ VE MEMLEKETİMİZİ SAVUNMAK İÇİN OMUZ OMUZA!

Artık yeter! Geçinmek istiyoruz!

İşsizlik, pahalılık, zamlar, faturalar belimizi büküyor.

Biz çalışıyoruz, bir üretiyoruz, bu ülkenin ekonomisini biz büyütüyoruz ama geçinemiyoruz. Borçla yaşamaya çalışıyoruz. Patronlardan çok vergi veriyoruz.

İş yeri işyeri, meydan meydan anlatıyoruz.

Milyonlarca işçi adına, emekçi adına, emekli adına, geçinemeyenler, barınamayanlar, iş bulamayanlar adına haykırıyoruz.

Ekonomik krizin ve pandeminin ağır yükünü biz taşıyoruz. Her sabah yeni zamlara uyanıyor, her gün yoksullaşıyoruz.

Üstüne üstlük son günlerde dövizin hızla artışıyla ekmek aslanın ağzından midesine indi.

Ülkeyi yönetenler “dövizden size ne” diyorlar.

Bizim aklımızla dalga geçmeyin! Biz Türk Lirası kazanıyoruz, döviz kuru arttıkça iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Türk Lirası değer kaybettikçe her gün daha da yoksullaşıyoruz.

Biz ayrıcalıklı 3-5 müteahhit şirket değiliz. Döviz geliri garantili ihaleleri biz almadık. Evet döviz yükseldikçe onlar kazanıyor. Ülkenin kaynaklarını ucuza kapatmaya gelen petrol prensleri kazanıyor.

Peki kim kaybediyor. Türk Lirası değer kaybettikçe, biz kaybediyoruz. Emeğimiz ucuzluyor, satın alma gücümüz azalıyor.

Ülkeyi yönetenler Türk Lirasının değer kaybetmesi ile övünüp buna “kurtuluş savaşı” diyorlar.

Oysa paramız değer kaybettikçe bu ülke daha yoksul ve daha bağımlı hale geliyor.

Türkiye Avrupa’nın en düşük asgari ücretinde Arnavutluk ile yarışıyor.

 “Türk Lirası değer kaybedince ücretler azalacak, rekabet gücümüz artacak, yabancı sermaye Türkiye’ye akacak” diyorlar.

Yok öyle yağma! Bu ülke, bu halk, bu ülkenin işçi sınıfı satılık değildir. Uluslararası pazarlarda kelepire satılığa çıkarılacak şahsa ait bir mal değildir.

Yabancı sermaye için, petrol prensleri ve kralları için “kelepir emek kelepir memleket” diye tezgâh açanlara direneceğiz!

TL ucuzlasın, emek ucuzlasın, memleketin taşı toprağı ucuzlasın tezgahını bozacağız!

Bugün ülkemize, emeğimize sahip çıkmak yurtseverliğin gereğidir.

  • TL’nin ve emeğin değersizleştirilmesi politikasından derhal vazgeçilmelidir.
  • TL’nin değersizleşmesi nedeniyle yaşanan tüm kayıplar asgari ücret artışıyla telafi edilmeli, bu artışta işçiler büyümeden de pay almalıdır.
  • Asgari ücretin ve tüm ücretlerin asgari ücret tutarı kadar bölümünde vergi ve kesintiler kaldırılarak tüm ücretlere 1000 lira iyileştirme yapılmalıdır.
  • İşçi sınıfının yaşadığı gelir kaybını telafi etmesinin en önemli yolu, sendika ve grev hakkıdır. Bu hakların kullanımı önündeki tüm yasal ve fiili engelleri kaldırılmalıdır.

Buradan bir kez daha haykırıyoruz: Yoksulluğa ve emeğimizin ucuzlatılmasına teslim olmayacağız. Kara kışı işçi baharına çevireceğiz!

Üretimden gelen gücün kullanımı da dahil olmak üzere demokratik her türlü yöntemle direneceğiz!  

Bu ülke, bu halk, bu ülkenin işçi sınıfı satılık değildir!

Emeğimizi ve memleketimizi savunmak için omuz omuza!

Demokrasinin, hukukun, adaletin egemen olduğu Emeğin Türkiyesi için omuz omuza!

İNADINA SENDİKA, İNADINA DİSK!

Kaynak:disk.org.tr

Yorumlar kapalı.