Haber Merkezi: Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nın tekrar ablukaya alınmasına tepki göstererek, “162 haftadır bize yasakladığınız kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz. Salgın koşulları elverdiğinde Galatasaray’a çıkacağız” dedi.
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması talebiyle “Kayıplar belli, failler nerede” şiarıyla her hafta düzenledikleri eylemlerinin 861’inci haftasını, koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirdi. “Ne kayıplarımızdan ne de Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” diyen Cumartesi Anneleri, 25 Ağustos 2018’den bu yana kapalı olan ve bu hafta 21 Eylül gecesi ablukası kaldırılıp 23 Eylül gecesi tekrar ablukaya alınan Galatarasay Meydanı’nın kendilerine yasaklanmasına tepki gösterdi.
Online yapılan toplantıda 1995’te kaybedilen Hasan Ocak’ın ablası Maside Ocak ve annesi Emine Ocak konuştu.
İlk olarak konuşan Maside Ocak, koronavirüs pandemisi nedeniyle açıklamalarını online yapmak zorunda olduklarını hatırlattı. 861 haftadır uluslararası hukukta insanlığa karşı suç olarak tanımlanan gözaltında kaybetme suçuna, bu suçun işlenmesine imkan yaratan cezasızlık politikalarına ve gizlenmeye çalışılan gerçeklere dikkat çekmeye çalıştıklarını belirten Maside, “Çünkü, Türkiye’de yüzlerce insan gözaltında kaybedilmesine rağmen bu suç yok sayıldı ve derin bir suskunlukla karşılandı. Gözaltında kaybetmeler adalet sistemi eliyle cezasız bırakıldı. Hakikatin açığa çıkartılması ve adaletin sağlanmasına yönelik politikalar hayata geçirilmedi. Aksine AİHM’in de işaret ettiği gibi Türkiye’de cezasızlık, bilinc¸li ve sistemli bir devlet politikası olarak uygulandı” dedi.
“Biz Galatasaray’a çıktığımızdan beri onlarca iktidar değişti” diyen Maside, iktidarlar değişmesine rağmen kayıplarla ilgili inkar ve cezasızlık politikalarının değişmediğinin altını çizdi. Maside, cezasızlığın ihlalin bir devlet politikası olarak uygulanmasının ortaya çıkardığı sonuç olduğunu iktidarlar değişse de değişmeyen bir Türkiye gerçeği olarak varlığını sürdürdüğünü vurguladı. Maside, devamında “Adında ‘adalet’ sözcüğü bulunan son iktidar ise, adalet taleplerini karşılamadığı Cumartesi Anneleri’ne Galatasaray’ı yasakladı ve onları yargılama noktasına geldi. Bu iktidar ‘evlatlarımız nerede’ dedikleri için Cumartesi Anneleri’ni yıldırmak, mahkemelerde süründürmek istiyor. İstanbul’un kalbindeki bir meydanı sırf onlar gelip derdini anlatmasınlar, seslerini duyurmasınlar diye halka kapatıyor. Onların mezar yeri saydıkları Galatasaray Meydanı’nı ağır silahlı polisler, tomalar, gözaltı araçları ve çelik bariyerlerle işgal ediyor” hatırlatmasında bulundu.
‘Galatasaray’a çıkacağız’
Yargı makamlarının hakkı ihlal edileni değil ihlalcileri koruduğu için Cumartesi Anneleri’nin Anayasal haklarını kullanamadığını ifade eden Maside, iktidara şöyle seslendi:
“Cumartesi Anneleri’ne ‘Sorununuz kabinemizin sorunudur’ diyen iktidar sahiplerine sesleniyoruz: Barışçıl toplanma hakkı Anayasa’nın ve uluslararası sözleşmelerin güvencesindedir. Toplanma yerini seçmek ise bu hakkın ayrılmaz bir parçasıdır. Çeyrek asır içinde geleneksel hale gelmiş Cumartesi Anneleri’nin buluşma mekanı Galatasaray’dan ağır silahlarınızı, bariyerlerinizi çekin. İşgal ettiğiniz Galatasaray Meydanı’ndan çekilin. Halka karşı meydanları işgal eden, karakola çeviren yöneticiler olmaktan vazgeçin. Biz kayıplarımızdan, hakikat ve adalet talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz. 162 haftadır bize yasakladığınız kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz. Salgın koşulları elverdiğinde Galatasaray’a çıkacağız. Bize yaşattığınız zulmü tarihe not düşmeye devam edeceğiz.”
Daha sonra Emine Ocak da “Ben Galatasaray’ı istiyorum. Artık yeter. Ben çektim halkım ve gençler bunu artık çekmesin” diyerek meydanın kendilerine yasaklanmasına tepki gösterdi.
Yorumlar kapalı.