Cumartesi Anneleri eylemlerinin 1017’nci haftasında 44 yıl önce gözaltında kaybedilen Hüseyin Morsümbül için adalet istedi
Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1017’nci kez, Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Karanfiller ve kaybettikleri yakınlarının fotoğrafını taşıyan Cumartesi Anneleri’nin eylemine çok sayıda hak savunucusu da katıldı. Bu haftaki eylemde, 44 yıl önce gözaltına alınan Hüseyin Morsümbül’ün akıbeti soruldu.
Açıklamayı okuyan gözaltında kaybedildikten sonra cenazesi bulunan Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak, unutma ve susma kültürünü aşmak için kayıpların hikayelerini anlatmak zorunda olduklarını ifade ederek, “Gözaltında kaybetmelerin yaşanmadığı bir ülke ve dünya kurmak istiyorsak, şiddet ve adaletsizlikle bastırılan hafızamızı hakikatle buluşturmalıyız” dedi.
Ocak, Bingöl Lisesi’nde öğrenci olan Morsümbül’ün evinin, 18 Eylül 1980 akşamı Yüzbaşı Durmuş Kıvrak komutasındaki asker ve polisler tarafından basıldığını ve gözaltına alınarak Bingöl Alay Komutanlığı’na götürüldüğünü ifade etti. Ertesi gün anne Fatma Morsümbül’ün Alay Komutanlığı’na gittiğini belirten Ocak, “Kendisine ‘Oğlun burada ama görüşemezsin’ denildi. Bunun üzerine Fatma Morsümbül, oğluna verilmek üzere yanında getirdiği yiyecekleri görevlilere teslim etti. Aile, bir sonraki gün tekrar Hüseyin’e yiyecek götürdü, ancak bu sefer ‘Bizde yok’ cevabı verildi. Aile arayışına devam edince Hüseyin’in, yüksek güvenlik önlemleri ile korunan alaydan kaçtığı söylendi. Hüseyin’den bir daha haber alınamadı” diye konuştu.
Oğullarını arayan ailenin evlerinin tekrar asker ve polisler tarafından basıldığını ifade eden Ocak, “Bu sefer baba Hanefi Morsümbül gözaltına alındı ve ağır işkencelere maruz kaldı. Fatma ve Hanefi Morsümbül, askeri savcılığa giderek sorumlular hakkında şikayette bulundular, fakat Hüseyin’in kaybedilmesiyle ilgili hiçbir işlem yapılmadı. Oğlunu aramayı sürdüren Hanefi ve Fatma Morsümbül ağır baskılarla karşı karşıya kaldı” şeklinde belirtti.
Olaydan 4 yıl sonra, Hüseyin Morsümbül’ün alayda gözaltında tutulduğu sırada asker olduğunu söyleyen bir kişinin aileyi aradığını söyleyen Ocak, “Bu kişi vicdan azabı çektiğini belirterek, ‘Oğlunuzu işkencede öldürüp bir battaniye içinde alaydan çıkararak Murat Çayı’na attılar’ dedi. Fatma Morsümbül, 1995 yılında Cumartesi Anneleri’ni televizyonda gördü. Elinde Hüseyin’in fotoğrafı ile Galatasaray’a geldi ve ölünceye dek Cumartesi Anneleri’nin bir parçası oldu” dedi.
Ailenin İnsan Hakları Derneği (İHD) avukatları aracılığıyla yeniden girişimlerde bulunduğunu hatırlatan Ocak şunları belirtti: “Bu girişimler sonucunda, Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı 2011 yılında yeni bir soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında, dönemin Bingöl İl Merkez Jandarma Bölük Komutanı Durmuş Coşkun Kıvrak, savcıya verdiği ifadesinde, olay tarihinde izinli olduğunu ve izin dönüşü masasında isimsiz bir ihbar mektubu bulduğunu söyledi. Bu mektupta, Hüseyin Morsümbül’ün gözaltında astsubaylarca dövülerek öldürüldüğü, ardından Alay Komutanı Beşir Akın ve astsubaylar tarafından bir arabaya konularak götürüldüğü yazıyordu dedi. Ancak Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmayı derinleştirmek yerine olayın üzerinden uzun zaman geçtiği için yeterli delil elde edilemeyeceği gerekçesiyle ‘ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar’ verdi.”
1017’nci haftalarında Hüseyin Morsümbül için adalet talep ettiklerini belirten Ocak, şöyle devam etti: “Hüseyin’in akıbeti karanlıkta bırakıldığı sürece bu dosyada zamanaşımı uygulanamaz. Yargı makamlarının, Morsümbül dosyasında maddi gerçeği açığa çıkarma ve adaleti sağlama yükümlülüğü devam etmektedir.”
Hüseyin Mor Sümbül’ün kardeşi Şahin Morsümbül ise “Abimin akıbetini bilmek istiyorum. Adalet istiyorum. Annemin bıraktığı yerden biz devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Açıklamanın ardından eyleme katılanlar ellerindeki karanfilleri Galatasaray Meydanı’na bırakmasıyla eylem sona erdi.