Şubat ayı raporunda 42 gazetecinin tutuklu bulunduğunu belirten DFG, tüm kesimleri gazetecilerle dayanışmaya çağırdı.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Şubat ayında gazetecilere dönük hak ihlallerine dair hazırladığı raporu yayımladı. Raporda, “9 Şubat’ta Kibriye Evren ve Selamet Turan’ın gözaltına alınması, 13 Şubat’ta İzmir’de 5 gazetecinin gözaltına alınmaları, 27 Şubat’ta Van’da 3 gazetecinin gözaltına alınması en çok dikkat çeken hususlardı. İzmir’deki gazetecilerin 4 günlük gözaltı sürecinin ardından ev hapsi ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmaları aslında ‘Sizi bırakıyoruz ama eve hapsedip habercilik yapmanızı engelliyoruz’ anlamına geliyor. İşte gazetecilerin haber yapması istenmiyor dediğimiz olay tam da budur. Bu gözaltıların haricinde PİRHA muhabiri Diren Keser’in Mersin’de gözaltına alınarak, tutuklanması da iktidarın gazetecilerden ne denli korktuğunu perçinleyen bir gelişme oldu” denildi.
Güney Kurdistan’da KDP tarafından alıkonulan Gazeteci Süleyman Ahmed’den 132 gündür haber alınamadığına dikkat çekilen raporda, şunlar da belirtildi:
“Dicle Müftüoğlu 10 ay boyunca neden hapiste tutuldu? Bu sorunun cevabını verecek olan bir yargı organı var mıdır? Belki Dicle şu an aramızda ancak özgürlüğünden çalınan 10 ayı ne yapacağız, nasıl bir hukuk terimiyle izah edeceğiz? Bu durum sadece Müftüoğlu için değil hapiste tutulan tüm gazeteciler için geçerli. Evet, belki Şubat ayında tahliye olan gazeteciler oldu ancak halen çok sayıda gazeteci dört duvar arasında özgürlüğünden mahrum. Yaşanan bu hukuk garabeti ülkenin düşünce ve ifade özgürlüğü alanında kara bir leke olarak duruyor. Bu nedenle özgürlüğünden mahrum bırakılan tüm gazetecilerin bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
İktidar genel anlamda gazetecileri sevmeyen, yapılan haberleri engelleme çabası içerisinde olan bir pozisyonda. Bununla da yetinmeyip kendi iktidarıyla ilgili ve yandaşlarıyla ilgili haberleri adeta kriminazile ederek, ortadan kaldırmaya odaklanmış durumda. Bu şekilde yapılan engellemelerle gerçeklerin perdelenebileceğini zannediyorlar. Elbette, yaşanan baskılar ve engellemeler belli düzeyde sağlıklı bir habercilik yapılmasını engelliyor olabilir ancak bu, gerçek manada habercilik yapan ve onuruyla hakikatin peşinden koşan gazetecileri durduramaz. ‘Özgür basın, özgür toplum’ anlamına gelmektedir. Gazetecilerin özgür olmadığı bir toplumun özgürlüğünden bahsedemeyiz. Bunun için tüm kesimleri gazetecilerle dayanışma içerisinde olmaya, kendi haber alma hakkını savunmaya davet ediyoruz.”
İHLALLER
Raporda, Şubat ayı içerisinde 4 gazetecinin saldırıya uğradığı, 11 gazetecinin evine baskın yapıldığı, 13 gazetecinin gözaltına alındığı ifade edildi. 3 gazetecinin tutuklandığı, 9 gazetecinin kötü muameleye maruz kaldığı, 5 gazetecinin haber takibinin engellendiği aktarıldı.
Rapora göre 8 gazeteci hakkında soruşturma açılırken, hakkında dava açılan 4 gazeteciye 20 yıl 6 ay 18 gün hapis cezası istendi. 53 gazeteci dosyasının sürdüğü, tutsak gazeteci sayısının ise 4 Mart itibarıyla 42 olduğu raporda yer aldı. RTÜK tarafından 11 yayın yasağının verildiği belirtilen raporda, 1 internet sitesinin kapatıldığı, 30 habere erişim engeli getirildiği, 51 medya içeriğine erişim engeli getirildiği belirtildi.