Gezi direnişinin 11. yılında Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla dün akşam çok sayıda kişinin katılımıyla açıklama yapıldı. TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi önünde yapılan açıklamada, “Karanlık Gider Gezi Kalır” pankartı açıldı.
Açıklamaya Cumartesi Anneleri ve Gezi ölümsüzlerinin yakınları sendika, demokratik kitle örgütleri katıldı. Gezi ölümsüzlerinin isimleri okunurken kitle “burada” diye haykırdı. Eylemde, ‘Her yer Taksim her yer direniş’, ‘Bu daha başlangıç mücadeleye devam’, ‘jin, jiyan, azadi’ sloganları atıldı.
Taksim Dayanışması adına yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“11 yıl önce bugün ülkemiz tarihinin en demokratik, en katılımcı, en barışçı, en feminist, en adaletli, en ekolojist, en genç, en renkli ve en mücadeleci halk hareketi, dünyadaki ve ülkemizdeki adaletsizliklere karşı Gezi parkında buluştu. Buluşmakla kalmadı, ülkemizin siyasal, toplumsal ve kültürel tarihinde silinemeyecek kadar derin ve gökkuşağı gibi renkli bir iz bıraktı. Meydanları dolduran milyonların direnişi tüm renkleriyle dirençliliği, kararlılığı, çok sesli bir ezgiyi, yeryüzü sofrasında sıcak bir paylaşımı, kardeşleşmeyi, umudu simgeledi.
Tüm bu gerçekliğin karşısında Gezi direnişini darbeyle, terörle ilişkilendirmek akılla, mantıkla, hukukla ve vicdanla izah edilemez.
Bilinmelidir ki “adalet” mekanizmasını iktidarın siyasi emellerinin aracı haline getirmiş olmak ülkemize yapılan en büyük kötülüklerden biridir. Gezi davasında haklarından somut tek bir delil bile olmadan 7 yıldır tutsak edilen Osman Kavala için verilen ağırlaştırılmış müebbet cezası, 2 yıldır hukuksuzca hapsedilen Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater ve Mine Özerden için verilen 18’er yıllık hapis cezaları onanmış durumda.
Gezi davasında yaşatılan bu haksızlığın son bulması için ses verin. Sessiz kalmak, görmezden gelmek bu haksızlığa, adaletsizliğe ortak olmaktır. Talebimiz kısa, net ve somuttur: Gezi adına hapiste tuttuğunuz herkesi derhal serbest bırakın. Serbest bırakmak zorundasınız çünkü bu dava öncesinde verilen beraat kararlarında da açıkça ifade edildiği gibi ortada gerçek anlamda bir ‘suç’ya da ‘suçlu’ yoktur. Gezi Direnişi bu ülkenin dünü değil geleceğidir. Eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi için sönmeyecek bir umut olmaya devam edecek.”