Gıda fiyatlarının dünya genelinde düşmesine rağmen, Türkiye’de yükseldiğine dikkat çeken Gıda Mühendisleri Odası, “Şu an ülkemizde yüzbinlerce insan yeterli ve dengeli beslenemediği gibi, yoksulluğun en alt seviyesi olan açlık riski ile karşı karşıya kalmışlardır” dedi.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, yazılı bir açıklama yayımlayarak, Türkiye’de gıda fiyatlarının son 3 yıldır artmaya devam ederken küresel gıda fiyatlarının ise son 2 yılın en düşük seviyesine ulaştığı bilgisi de paylaşıldı.
Yapılan yeni zamlar ve vergi artışlarıyla birlikte hayat koşullarının daha da zorlaştığını vurgulayan Gıda Mühendisleri Odası, şu açıklamayı paylaştı:
“Gıda enflasyonunun yüksek olması, gıda harcamalarının toplam harcamasının büyük bir bölümünü oluşturan dar gelirli kesimleri çok daha fazla etkilemektedir. Haziran ayı gıda enflasyonu aylık %3,02 artarken, yıllık %53,92’ye ulaşmıştır. Küresel gıda fiyatları Haziran ayı ise %1,4 düşerken, yıllık %23,4 seviyesine gerilemiştir.
Gıda fiyatlarındaki sürekli artış sonucu et ve süt ürünleri, yumurta, yağ, bakliyat, şeker gibi temel gıdalar ulaşılması zor ve neredeyse lüks tüketim malı haline gelmiştir. Şu an ülkemizde yüzbinlerce insan yeterli ve dengeli beslenemediği gibi, yoksulluğun en alt seviyesi olan açlık riski ile karşı karşıya kalmışlardır.
Bir zamanların “gıdada kendi kendine yeten nadir ülkelerden” biri olan ülkemiz, halkının gıda ürünlerini “satın alabilirliği” sıralamasında 65 inci sırada yer alarak, bırakın gelişmiş ülkeleri Botsvana, Şili, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün gibi pek çok ülkenin maalesef ki gerisinde kalmıştır. Ülkemiz, gıda kalitesi kategorisinde 45 inci, sel, yangın, sıcaklık artışı gibi faktörlerin ele alındığı doğal kaynaklar kategorisinde ise 53 üncü sıraya gerilemiş durumdadır.
Halkımızın sağlıklı beslendiğini söylemek zordur. Yüksek enflasyonun yarattığı adaletsiz gelir dağılımı ile satın alma gücü azalan ve yoksullaşan emekçi ve dar gelirli gruplar, ucuz gıdaya yönelmektedir. Yine bu ortamda, merdiven altı işletmelerin sayısı artmakta ve engellenememektedir. Maliyet endişesi ile üreticiler, kalite düşürme ve gıda güvenliği sistemi kurmadan üretim yapmayı tercih etmektedir. Bu yüzden tüketici güvenli olmayan, besin değeri düşük, sağlık riski yüksek gıdaya mahkum edilmektedir.
Yaşanan gıda enflasyonu ve gıda güvenliği sorunları, gıda hakkının sağlanmasını ve korunmasını tehdit etmektedir. Gıda güvenliği sorunlarının, sık sık yaşanan toplu gıda zehirlenmelerinin ve gıda ürünlerinde taklit/tağşiş girişimlerinin önlenmesi için acilen yeni önlem ve uygulamalar hayata geçirilmelidir. Önümüzdeki süreçte Tarım ve Orman Bakanlığının denetimleri etkin ve kamuoyunu şeffaf bir şekilde bilgilendirerek yapması öncelikli zorunluluktur.
Gıda egemenliği ilkelerine dayalı bir gıda ve tarım politikası derhal hayata geçirilmelidir. İnsanların temel gereksinimi olan gıdanın eşit ve adil dağıtılmadığı bir dünya güvenli değildir. Yaşamak nasıl bir insan hakkı ise sağlıklı, güvenli ve yeterli gıda ile temiz suya, kolayca ve sürdürülebilir bir biçimde ulaşabilmek de bir insan hakkıdır. Bunu sağlamak kamu otoritelerinin en önemli görevlerinden biridir. Gıdaya erişim bir sorun ve endişe kaynağı olmaktan çıkarılmalıdır. En temel ve ertelenemez ihtiyaç olan gıdanın, herkes için kolayca, yeterince, sürdürülebilir şekilde ve ekonomik olarak erişilebilecek duruma getirilmesi zorunludur.
Başta iktidar olmak üzere yetkili tüm kurum ve kuruluşları asli görevlerini yerine getirmeye, gıda güvenliği ve güvencesini sağlama konusunda daha fazla sorumluluk almaya ve çözümün bir parçası olmaya davet ediyoruz.”
Yorumlar kapalı.