Haber Merkezi: Hapishanelerde 604’ü ağır olmak üzere 1605 hasta tutsak bulunuyor. Tutsak aileleri başta olmak üzere birçok kesimin hasta tutsakların serbest bırakılması için yaptığı eylem ve çağrılar karşılıksız kalırken, devlet hasta tutsakları ölüme terk ediyor.
39’una henüz giren hasta tutsak Turgay Deniz hayatını kaybetti. Tüberküloz hastası olan Deniz’in, sol ve sağ akciğeri iflas etmişti, sol akciğer solunum yoluna 12 yıla yakındır tüp takılıydı. 2021 şubatından beri tutukluydu, Silivri’den Bandırma’ya oradan Metris’e sürgün edildi. Doktorlar ‘cezaevinde kalamaz, evde-hastanede sürekli tedavi görmesi gerekiyor’ dedi. Yapılmadı. Bir ay önce fenalaşan Turgay Deniz ailesine dahi haber verilmeden Yedikule Göğüs ve Hastalıkları Hastanesine kaldırıldı. Turgay Deniz’in kardeşi Baver Deniz, “Doktorlar ‘umut yok’ dedikten sonra bizi ‘tahliye ettik, gidin alın’ diye aradılar. Turgay’ı bile bile ölüme gönderdiler” diyor.
EVE GÖTÜRECEĞİZ SANIYORDUK…
1983 Mutki doğumlu Turgay Deniz, 2018 yılında tutuklandı. Önce Maltepe 1 Nolu L Tipi Hapishanesine konuldu. Tutuklu yargılanmasına karar verilmişti, mahkemesi sürüyordu. İnsan Hakları Derneğine başvurdu ailesi. Hastaydı, İstanbul Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesinden aldığı rapor tüberküloz hastalığı nedeniyle sol akciğerinin işlevsiz olduğunu, sağ akciğerinde ise lezyon olduğunu ve yaşamını ancak tüple sürdürebileceğini söylüyordu. 1 yıllık tutukluğun ardından serbest bırakıldı Deniz. Ama sonra Şubat 2021’de tekrar tutuklandı. Önce Silivri’ye konuldu, 3 ay sonra Bandırma Hapishanesi’ne sürgün edildi. Ailesinin ısrarlı başvuruları ile Metris’e getirildi. Her defasında “Bari tutuksuz yargılayın, ev hapsi verin” dedi aile ama kabul edilmedi. Bir ay önce fenalaştı, Yedikule Göğüs ve Hastalıkları Hastanesine kaldırıldı. Ailesine dahi haber verilmedi üstelik. Turgay Deniz’in kardeşi Baver Deniz, “Bir aydır hastanede, hastaneye sek etmişler, ameliyat olmuş. Bize haber bile verilmemiş. Hastane ‘şansı yok’ dedikten sonra cezaevinden bizi arıyorlar. ‘Turgay Deniz hastanede, tahliye ettik’ diye. Biz habersiz sevinçle hastaneye gittik, alıp eve götüreceğiz sanıyorduk, durumu ağırmış, bilmiyorduk ki…” diye anlatıyor.
“ABİMİ BİLE BİLE ÖLÜME SÜRÜKLEDİLER ABLA…”
Abisi Turgay Deniz’in 20 sene önce ameliyat olduğunu söyleyen Baver Deniz şöyle diyor: “Durumu biliniyordu. Kesinleşen cezası bile yoktu. 2018’de tutukladılar, sonra bırakıldı. Rahatladı içimiz biraz, tedavisini yaparız dedik. Dışarıda da rahat vermediler, tehdit ediliyordu… Ama yine de dışarıdaydı” diyor. Tutukladılar, bir de oradan oraya sürgün ettiler. Bandırma Cezaevine sürgün edilirken anneme, ‘Anne, beni bile bile ölüme gönderiyorlar’ demişti. Öyle yaptılar… Doktorlar bize dün ‘gelin son kez görün’ demişti, enfeksiyon yayılmış vücudunun her tarafına artık… Yaşatmak için çok uğraştılar… Ama olmadı. Turgay’ı bile bile öldürdüler abla. Bile bile…”
HASTA MAHPUSLARA “SİZİN CEZAEVİNDEN ANCAK ÖLÜNÜZ ÇIKAR” DENİYOR
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu Üyesi Avukat Davut Arslan, Turgay Deniz için defalarca çağrı yaptıklarını belirterek şunları söylüyor: “Durumunun ağır olduğu bilinmesine rağmen tutuklu yargılandı. Her ay yapılan tutukluluk incelemesinde yine ‘tutukluluğun devamına’ karar verildi. Tutuklayan ve incelemeyi yapan mahkemelerin Turgay’ın sağlık durumundan haberleri vardı. Sürekli bakıma muhtaç, hastaneye ulaşması gereken bir insan olduğu biliniyordu, ev hapsi verilebilirdi. Yapılmadı. 1 ay önce ailesine haber verilmeden hastaneye kaldırılmış, bu son getirilmeden 10 gün önce de hastaneye getirilmiş, sonra tekrar cezaevine götürülmüş. Ondan ailenin haberi bile yok. Turgay, ancak öleceği belli olduktan sonra tahliye edildi. Aslında durum nettir, hasta mahpuslara, ‘sizin cezaevinden ancak ölünüz çıkar’ deniyor, öyle de yapılıyor. Direk yaşam hakkına kasıttır. Bunlar cinayettir.”
ADALET BAKANLIĞI ÇAĞRI: DERHAL HAREKETE GEÇİN
Hapishane koşullarının çok ağır olduğunu ve sağlığa erişimin de gittikçe zorlaştığına dikkat çeken Arslan şu noktalara dikkat çekiyor: “Pandemi ile birlikte iyice korkunç hale geldi. Mahpuslar doktora görünmek için, revire çıkmak bile büyük mücadele veriyor. Hastane dönüşlerin karantina uygulanıyor, tek başına yaşamını sürdüremeyen mahpuslar çoğu zaman tek başlarına kalıyorlar. Son süreçte ölüm haberini aldığımız birçok mahpus bizim hasta mahpuslar listemizde olan isimlerdi. Hâlâ çok riskli durumda olan birçok mahpus var. Bakın artık cezaevlerindeki durum çığırından çıkmış vaziyette. Mahpuslar en temel hakları için bile açlık grevine giriyor. Tekirdağ 2 Nolu F Tipi’nde mahpuslar 12 Ocak’tan beri açlık grevinde. Cezaevi yönetimi ile görüşemiyorlar ya, düşünebiliyor musunuz? Biz İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Çağdaş Hukukçular Derneği ve Özgürlük İçin Hukukçulardan oluşan bir heyetle gittik. Gardiyanlardan başka muhatap bulamadık. Durum bu. Ve işte bir bir ölüm haberleri geliyor. Artık bir haber ölüm haberi daha alınmamalı. Bizim erişebildiğimiz rakamlara göre 1600 hasta mahpus var, 600’ünün durumu ağır. 38’inin çok ağır. Turgay onlardan biriydi. Buradan Adalet Bakanlığına çağrı yapıyorum: Bir ölüm haberi daha almak istemiyoruz, hasta mahpuslar derhal bırakılmalı. Sonra da bütün cezaevlerindeki durum incelenmeli, oralardaki sorunlar derhal çözülmeli, koşullar iyileştirilmeli.” (Evrensel-Meltem Akyol)