İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu ve Ankara Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi tarafından düzenlenen açıklamalarda hasta tutsakların serbest bırakılması çağrısı yinelendi.
İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu tarafından hasta tutsaklar için her hafta yapılan 647’nci F Oturması eyleminde İHD İstanbul Şube binası önünde gerçekleştirildi. Bu haftaki eylemde halen Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesinde tutulan hasta tutsak Şivekar Ataş’ın durumuna dikkat çekilerek serbest bırakılması istendi. “Tedavi haktır engellenemez” ve “Hasta mahpus serbest bırakılsın” pankartlarının açıldığı açıklamada sık sık “Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın”, “Şivekar Ataş Serbest Bırakılsın” ve “Tecrit Öldürür Dayanışma Yaşatır” sloganlarının atıldığı açıklamada hasta tutsakların fotoğrafları taşındı. Açıklamayı İHD üyesi Taylan Bekin okudu.
“TEDAVİ HAKLARI ÖNÜNDEKİ ENGELLERİN KALDIRILMASINI İSTİYORUZ”
Bekin, Nisan, Mayıs, Haziran aylarına dair hazırladıkları Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu’na göre Nisan ayında 365, Mayıs ayında 829, Haziran ayında 189 olmak üzere toplam bin 383 ihlal tespit edilmiş olup, beslenme ve hijyen koşullarındaki sorunlarla birlikte sağlık hakkı ihlalleri verisinin olduğunu söyledi. Bekin, Raporumuzun dayandığı başvurular, genel olarak devletin güvenlikçi politikaları ile hapishanelerde uygulanan infaz politikalarının aynı paralelde yürütüldüğünü, idare, jandarma ve zaman zaman da sağlık personelinin insan, mahpus ve hasta hakları yanında meslek etik ilkelerini de yok sayabildiklerini göstermektedir. Mahpusların yaşam ve sağlıklarının korunması noktasında gerekli her türlü önlemi almak zorunda olan yetkililere, ulusal ve ulusal üstü hukuk ve insan hakları belgelerinden doğan sorumluluklarını tekraren hatırlatıyor, mahpusların sağlık ve tedavi hakları önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz” dedi.
İleri derecede kalp, yüksek tansiyon, bel fıtığı ve diş hastası olan ve son olarak rahminde tespit edilen kistlerden dolayı ameliyat olan hasta tutsak Şivekar Ataş’ın annesi 13 Ağustos günü komisyona verdiği bilgiyi paylaştı. Annesinin aktarımı şu şekilde: “Kardeşi ile yaptığı son telefon konuşmasında anlattığına göre ’20 günde bir kalp kapakçığı iğnesi yapılıyormuş, ayrıca Rahim ameliyatından sonra da tedavi ve kontrolleri bir düzene girmiş. Ancak diş muayenesi için hastaneye sevk edilmiş fakat yine kelepçeli tedavi dayatmışlar. Kelepçe ile muayene olmayı kabul etmediği için muayenesi yapılmadan hapishaneye geri götürülmüş. Kızım Tarsus Kadın Hapishanesinde kalırken, ziyaretine gittiğimde bana, haksızlıklara karşı geldiği için işkence gördüğünü söylemişti. Kızım ‘süngerli odaya’ konulmuş, bunların sonucunda vücudunda yaralar çıkmıştı, gözleri morarmıştı. Pandemi sürecinde ise tedavisi hiç yapılmadı. Doktorda o dönemde kalp kapakçığı çürümesi başladığını söylemiş ve 20 günde bir yapılması gerekli bir iğne vermişti ama pandemi nedeniyle bu iğneler de yapılmamıştı.”
“AMELİYAT İÇİN 2 YIL BEKLETTİLER”
“Kızım çok kilo kaybetti, rahatsızlıkları arttı o dönemde. Rahminde iki kist tespit edildi ve kistlerin acilen alınması gerekir dediler ama ameliyat için 2 yıl beklettiler. Ancak 8 ay önce ameliyat edildi. Şimdi Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi revirinde ve hastanede tedavi ve kontrolü sürüyor. Ancak hapishane koşulları iyi değil, beslenmesi, temizliği yetersiz. Bu nedenle kızımın sağlığından yana kaygılıyım. Kızım 9 yıldır tutuklu. Hastalıklarının tedavisi için infazının ertelenmesi gerekirken, haksız bir şekilde infazının yakıldığını ve hapiste geçireceği sürenin uzatıldığını öğrendik. Ailesi olarak, Şivekar’ın sağlığına kavuşabilmesi için infazına ara verilmesini istiyoruz.“
SERBEST BIRAKILMASI ÇAĞRISI YAPILDI
Bekin, son olarak ağır hasta tutsakların serbest bırakılarak, sağlık ve yaşam haklarının korunması için yetkilileri göreve, kamuoyunu duyarlılığa çağırdı.
Açıklama, sloganlar ile son buldu.
ANKARA
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için düzenledikleri eylemin 519’uncu haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde bir araya geldi.
“Tedavi Haktır Engellenemez Hasta Mahpuslar Serbest Bırakılsın” yazılı pankartın taşındığı eylemde, 11 Ağustos’ta Hakkari’nin Yüksekova ilçesindeki evinde gözaltına alındığı sırada kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırılan ve taburcu edildikten sonra 12 Ağustos’ta Van F Tipi Kapalı Hapishanesine gönderilen 75 yaşındaki Süleyman Sabri Mavi’nin durumuna dikkat çekildi.
YÜZDE 96 ENGELLİ
İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen, ileri yaşta olan Mavi’nin yüzde 96 engelli, prostat hastası olduğunu ve ürolojik olarak engellilik durumunun raporuna yansıdığını kaydetti. Mavi’nin sağlık sorunları nedeniyle idrarını tutamadığını, Tip-2 diyabet hastası olduğu için zaman zaman şekerinin 600’lü değerlere kadar çıktığını ve bu nedenle insülin kullandığını aktaran Çevirmen, “Kronik böbrek yetmezliği bulunmakta olup iç hastalıkları nedeniyle yüzde 60 engellidir. Yaşa bağlı olarak eklem ve omurga rahatsızlıkları bulunmakta olup fiziksel olarak yüzde 24 engellidir. İşitme ve göz rahatsızlıkları da bulunuyor” dedi.
EVDE BAKIM YAPILMASI GEREKİYOR
Kalp hastalığı bulunan Mavi’nin kardiyolojik olarak da yüzde 60 engelliliğinin raporlandığını söyleyen Çevirmen, 2022 ve 2023 yıllarında 2 kere kalp krizi geçirdiğini ve 1 ay içinde 3 kez anjiyo olduğunu paylaşarak, “Biri ana damar olmak üzere 3 damar tıkalıdır. Ameliyat olması gerekiyor ancak fiziksel açıdan ameliyatı kaldıramayacağı söylenmiştir. 2024 yılı içinde de küçük krizler geçirmiş olup yine ambulans ile hastaneye kaldırılmıştır. 2024 içinde Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde tekrar anjiyo olmuştur. Akciğerlerinden rahatsızlığı mevcut olup ağır KOAH hastasıdır. 7 Mart 2024 tarihinde verilen raporda ‘En az 3 ay süre ile İKS ve Laba ile tedavi edildiği halde yeterli yanıt alınamadığı ve sık sık atak geçirdiği’ ifade edilmiştir. Ağır engellilik durumu, iç hastalıkları ve yaşından kaynaklı eklem hastalıklarından dolayı da evde bakımı yapılması gerekecek şekilde yatalak hastadır” ifadelerini kullandı.
“BİR AN ÖNCE TAHLİYE EDİLMELİDİR”
Mavi’nin tekerlekli sandalye ya da sedye kullanması gerektiğini belirten Çevirmen, “Tutuklandığında kendi başına hareket edememiş ve yakınları tarafından yatağından güçlükle kaldırılarak tekerlekli sandalyeye konulabilmiştir. Hastanın bu şekilde hapsedilmesi ağır bir yaşam hakkı ve insan hakki ihlalini de beraberinde getirmektedir. Yaşam hakkını mutlak surette koruması gereken devlet bu görevini yerine getirmeyerek hastayı cezaevine koymuştur. Hapishanede bir gün dahi kalması ağır insan hakkı ihlali olan Süleyman Sabri Mavi bir an önce tahliye edilmelidir” diye kaydetti.