Haber Merkezi: Adalet Bakanlığı’nın dün yayımladığı hasta tutsaklara dair genelgesini değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD), “Sorunun çözümü için infaz kanununda ve TMK’de esaslı değişiklikler yapılması gerekiyor” dedi.
Adalet Bakanlığının Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün hasta tutsaklarla ilgili yayımladığı 02.01.2023 tarih ve 20/1 nolu genelge ile ilgili İHD tarafından yapılan açıklamada Bakanlığın bu genelgesinin başlangıç olarak olumlu bulunduğu belirtilerek, hasta mahpusların sorununun çözülebilmesi için infaz kanununda ve TMK’da esaslı değişikliklerin yapılması gerektiği vurgulandı.
Türkiye hapishanelerinde tutulan hasta tutsakların uğramış olduğu hak ihlalleri çok uzun zamandan beri kamuoyunun gündeminde olduğu belirtilen İHD açıklamasında; “Türkiye hapishanelerinde Adalet Bakanlığının 01.12.2022 tarihli istatistiklerine göre 336.315 tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Bu kişilerden 65 yaş ve üstünde olan kişi sayısı 5.513 kişidir. Bakanlığın istatistiğine göre 277 müstakil kapalı, 88 açık, 4 çocuk eğitim evi, 10 kadın kapalı, 8 kadın açık ve 9 çocuk kapalı cezaevi olmak üzere 396 infaz kurumu vardır. Toplam infaz kurumunun kapasitesi 286.797’dir. Bu durumda halen 49.518 mahpus kapasite fazlası olarak hapishanelerde tutulmaktadır.
İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonunun Nisan 2022 tespitlerine göre Türkiye hapishanelerinde 651’i ağır olmak üzere 1517 hasta tutsak bulunmaktadır. Ancak belirtmeliyiz ki bu sayılar tespit edebildiğimiz kişilere aittir. Çok daha fazla ağır hasta mahpus olduğunu düşünmekteyiz.
Derneğimizin verilerine göre 2022 yılında hapishanelerde 76 kişi yaşamını yitirmiş olup bunlardan 35’inin hastalıkları nedeni ile yaşamını yitirdiğini belirtmek isteriz” denildi.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 02.01.2023 tarih ve 20/1 nolu genelgesi ile sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile kişilerin cezalarının hafifletilmesi veya kaldırılması hakkında işlemler konusunda yeni kriterler getirildiği hatırlatılan açıklamada şu görüşlere yer verildi; “Bu genelge ile mahpusların veya kanuni temsilcilerinin talebi olmaksızın Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından resen işlem başlatılabileceği düzenlenmiştir. Bu oldukça önemli ve iyi olarak değerlendirilebilecek bir adımdır. Bu şekilde hapishanelerde tutulan sürekli hastalığı bulunan veya engelliliği veya kocam sebebi ile hapishanede kalamayacak mahpusların tam olarak listesi çıkarılabilecek ve bu şekilde salıverilmeleri ile ilgili sahici bir süreç başlatılabilecektir.”
Genelge ile tutsağın bulunduğu yerdeki tam teşekkülle devlet hastanesi sağlık kurulu raporunun Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi ve adli tıp kurumu talep etmediği sürece mahpusun Adli Tıp Kurumuna gönderilmemesi istenerek, hasta mahpusların ring yollarında mağdur edilmemesinin önüne geçildiği belirtilen açıklamada; “Ancak son noktada Adli Tıp Kurumunun mahpusu talep etmesi halinde sakıncaları azaltmak için muayene gününden önce sevkinin sağlanacağı belirtilerek sakıncalar en aza indirilmeye çalışılmıştır” denildi.
Genelgede Adli Tıp Kurumunun, tutsak hakkında sadece “sürekli hastalık, sakatlık ve kocama” hali bulunup bulunmadığının tespiti istenerek bu hususta önemli bir adım atıldığının altı çizilen açıklamada şöyle denildi; “Çünkü Adli Tıp Kurumu genellikle kişinin sürekli bir hastalığı olduğunu belirtip cezaevinde kalıp kalamayacağına dair görüş yazarak süreci çıkmaza sokmakta idi. Genelgenin bu şekilde düzenlenmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz.”
Açıklamada genelgenin 5.maddesine eleştiri getirilerek; “Hakkında rapor verilen mahpus ile ilgili olarak kolluk marifeti ile mahpusun mesleği, şahsi durumu ve aile durumunun araştırılacak olmasının yazılması uygulamada sıkı takip edilmesi gerekmektedir. Çünkü TMK kapsamındaki mahpuslar bakımından bu tarz araştırmalar genellikle sübjektif kanaat içermektedir. Bu yönü ile genelgenin bu kısmını eleştirmekteyiz” denildi.
Açıklamada hasta tutsaklarla ilgili madde ile ilgili ise şu görüşlere yer verildi; “Genelgede tutuklular bakımından da aynı işlemlerin yapılması gerektiği ve bu kişiler ile ilgili bu durumun bir tahliye sebebi olarak belirtilip bu konuda mahallinde karar verilmesinin istenmesinin de önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü mahkemeler sürekli hastalığına rağmen çok sayıda tutuklu ile ilgili tutuk devam kararı vermektedirler.
Bakanlığın genelgesininin başlangıç olarak olumlu bulunduğu ifade edilen açıklamada; “Ancak hasta mahpusların sorununun çözülebilmesi için 4 Kasım 2022 tarihinde açıkladığımız hasta mahpuslar ile ilgili infaz kanunu değişiklik öneri raporumuzun dikkate alınarak infaz kanununda ve TMK’da esaslı değişikliklerin yapılması gerekmektedir.
İHD olarak uygulamayı takip edeceğiz. Özellikle TMK kapsamındaki mahpuslara ayrımcılık yapılmaması konusunda ATK’nın yakından izlenmesi, ATK raporlarına rağmen Cumhurbaşkanının bu yetkisini ayrımsız olarak kullanması gerektiğini belirtmek isteriz” denildi.
Hasta tutsakların uğramış oldukları hak ihlallerinin salt hastaneye sevk işlemlerinin idare tarafından resen yerine getirilmesi ile çözülecek kadar basit bir durum olmadığının altı çizilen açıklamada şöyle denildi; “Zira söz konusu genelgede ATK’nın yapısı ve hasta mahpuslar hakkında son karar verici merci olması ile ilgili bir düzenlemeye yer verilmediği gibi ilgili genelgenin 5. Maddesinde mahpusların haklarında verilecek olumlu sağlık kurulu ve ATK raporlarına rağmen birçok bürokratik evrakı tamamlamaları, kolluk görevlileri tarafından kendileri ve aile bireyleri ile ilgili bilgileri içeren raporların Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne sunulması beklenmektedir. Bu durum mahpusların hapishanede geçirecekleri süreyi uzatarak sağlık durumlarının ağırlaşmasına yol açabilecektir.”
“Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan genelgenin hasta mahpusların yaşadığı problemleri çözme konusunda ilk adım olduğunu, ancak sorunları kalıcı olarak çözmek için yapılması gereken yasal düzenlemelerin sivil toplum örgütleri, barolar, tabip odaları ve diğer ilgili kişi ve kurumların da katılımını esas alan bir yöntem ile tamamlanması gerektiğini belirtmek isteriz.” denildi.
Yorumlar kapalı.