Küba 60. yıldönümünde ablukaya son verilmesini talep etti

Kübalı yetkililer, ekonomik ve ticari kuşatmanın “büyük, açık ve sistematik bir insan hakları ihlali” teşkil ettiğini kınadı.

Küba 60. yıldönümünde ablukaya son verilmesini talep etti

Küba Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan bir notta, 3.447 no’su ilan edilmesinden bu yana, “kuşatma ve ekonomik boğulma politikasının, Kübalıların egemenliklerini savunma ve emperyalist tahakküme yabancı, özgürleştirici bir proje oluşturma meşru hakkını kısıtlamayı amaçlayan stratejinin merkezi ekseni olarak pekiştirildi” denildi
Abd’nin daha sonra bu önlemi uygulamak için kullandığı temel gerekçeKüba’nın “Amerikalılar arası sistemin ilkelerini” ihlal ettiğini savunarak, ABD ve yarı küresel güvenliğe karşı olan ilişkisiydi.

“Etkileri, üçüncü ülkelerle ticari ilişkileri engellemek için tasarlanmış ekonomik kalkınma olanaklarını sınırladı”


Ancak not, “ekonomik memnuniyetsizlik ve zorluk yoluyla hayal kırıklığı ve cesaretsizliğe neden olmaktı (…) 6 Nisan 1960’ta Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Lester D. Mallory’nin bir muhtırada savunduğu gibi, nominal ve reel ücretleri azaltmak, açlığı, umutsuzluğu ve hükümetin devrilmesini kışkırtmak için Küba’nın para ve malzemelerini reddederek ekonomik hayatı zayıflatın.”

Yıllar içinde Küba, ablukanın “herhangi bir ulusa karşı işlenen en karmaşık, uzun süreli ve insanlık dışı ekonomik savaş eylemi” haline geldiğini kınadı.


Granma gazetesi tarafından aktarılan nota, “Etkileri, üçüncü ülkelerle ticari ilişkileri önlemek, bankacılık-finansal operasyonları mümkün olduğunca engellemek, dış yatırımı engellemek ve tüm gelir kaynaklarını kesmek için tasarlanmış ekonomik kalkınma olanaklarını sınırlamıştır.” ifadesi yer aldı.

Bu anlamda Dışişleri Bakanlığı, ablukanın “tüm Kübalıların insan haklarının büyük, bayraktar ve sistematik bir ihlali” teşkil ettiğini ve 1948’deki Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi kapsamında bir “soykırım” eylemi olarak nitelendirildiğini kınadı.


Bu 60 yılda biriken zararlar 150.000 milyon dolar civarındadır, Dışişleri Bakanlığı’nı kınadı ve salgının ortasında dayanışma bağışlarını engelleyerek ve aşı geliştirilmesini engellemeye veya ilaçlara erişim olasılığını sınırlamaya çalışarak “zulmün” belirsiz sınırlara ulaştığını ekledi.

Ancak resmi açıklamada, “Küba sosyalist sisteminin gücü ve halkın birliği” sayesinde ekonomik ve sosyal çöküşün önlendiği ve Birleşmiş Milletler standartlarına göre “olağanüstü insani gelişme” sağlanmış olduğu belirtildi.

Exit mobile version