MEB önünde “okul yemeği” eylemi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu, okul yemeği ve temiz su hakkının bütçeye dahil edilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde eylem yaptı.

Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu, okul yemeği ve temiz su hakkının bütçeye dahil edilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde eylem yaptı.

Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Başkanı Ömer Yılmaz yaptığı açıklamada şunları ifade etti:

“Ülkemizin dört bir yanında çocuklarımızın okul yemeği ve temiz suya erişim hakkı için mücadele ediyoruz. Bütçe görüşmelerinin yapılacağı 14 Kasım öncesinde, yetkililere bu konuda kamusal, yasal ve uluslararası sorumluluklarını hatırlatmak için buradayız.”

Yılmaz, sosyal devlet anlayışının gereği olarak okul yemeğinin temel bir hak olduğunu belirterek, “Okul yemeği dünyanın dört bir yanında, Norveç’ten Şili’ye, Hindistan’dan Kenya’ya kadar 418 milyon çocuğa ulaşıyor. Bu uygulama ihtiyaç temelli bir gıda yardımı değil, temel bir kamu hizmeti olarak görülmektedir” diye konuştu.

“Mesele kaynak olmaması değil”

Kamuda tasarruf genelgesinin yayınlanmasıyla birlikte taşımalı eğitimde uzun yıllardır süren okul yemeği uygulamasının kaldırıldığını anımsatan Yılmaz, deprem bölgesinde ise okul öncesi ile sınırlı olan uygulamanın artık tüm okullarda geçerli olmadığını söyledi.

Ömer Yılmaz, şöyle devam etti:

“Buna rağmen, özel meslek liselerine teşvik verildi ve STK adı altında yapılara yüz milyarlarca lira aktarıldı. Mesele kaynak olmaması değil, kaynakların çocuklardan yana kullanılıp kullanılmayacağıdır.”

“Beş yaş altı çocuklarda bodurluk yüzde 10’a ulaştı!”

TÜİK’in 2022 İstatistiklerle Çocuk raporuna göre, ülke nüfusunun yüzde 27’sini oluşturan çocuk nüfusunun dörtte üçü okul çağında. Raporda, çocukların yüzde 62,4’ünün ekmek ve makarna gibi ucuz yiyecekler tükettiği, her gün meyve tüketebilenlerin oranının yüzde 50,5; sebze tüketebilenlerin oranının yüzde 33 olduğu belirtiliyor. Hacettepe Üniversitesi’nin araştırmasına göre ise 5 yaş altı çocuklarda bodurluk oranı yüzde 10’a ulaştı. Yılmaz, bu verilerin, yoksulluğun çocukları ne denli etkilediğini ve okul yemeğinin bu konuda kamusal bir tedbir olduğunu vurguladı.

Okul çağında olup da örgün eğitimde olmayan çocuk sayısının ise 2 milyon 300 bini aştığı hatırlatan Yılmaz, okul yemeği programlarının uygulandığı ülkelerde çocuk işçiliğinin, erken evliliklerin ve okul terklerinin önlenmesinde büyük rol oynadığını ifade etti.

Yılmaz, Anayasa’nın, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ve diğer uluslararası sözleşmelerin, devletin çocuklara okul yemeği sağlama sorumluluğunu ortaya koyduğunu ifade etti. Türkiye’nin de okul yemeği programını yürütme yükümlülüğü bulunduğunu belirten Yılmaz, “Okul yemeği programları; sağlık, akademik başarı, gıda güvenliği ve yerel ekonomi açısından önemli katkılar sağlamaktadır” dedi.

Yılmaz, siyasi iktidarı ve kamu yöneticilerini, okul yemeğine erişim hakkı için yeterli bütçe ayrılması gerektiğini belirterek şunları ifade etti:

“Okul yemeği, lütuf değil, tüm çocukların kamusal hakkıdır. Kamu kaynaklarıyla, okul öncesinden yükseköğretime kadar tüm öğrencilere bu hakkın sağlanması sosyal devlet anlayışının gereğidir.”