Hapishanelerde bulunan Maoist Komünist Partisi (MKP) dava tutsakları gazetemize gönderdikleri mektupta, İsrail’in Gazze’de düzenlediği katliamları protesto etmek ve Filistin halkının direnişiyle dayanışma içerisinde olmak adına yaptıkları açlık grevi sonrası haklarında disiplin soruşturması açıldığını belirtti.
Tutsaklar mazlum halkların direnişinin haklı ve meşru olduğunu ve her koşulda dayanışma içerisinde olacaklarını belirtiler.
Tutsaklardan gelen mektubun tamamı şu şekilde:
“7 Ekim 2023 tarihinden bu yana siyonist İsrail devleti her gün yüzlerce Filistinliyi katlediyor. Hastane, cami, okul, kilise yani insanların toplu olarak yaşadıkları bütün alanlar faşist İsrail devletinin katliam yapma alanı olmuştur. Emperyalist-kapitalist gerici devletler ise, bunun meşruluğunu sağlamak için bütün gayretlerini gösteriyorlar. Arada bir sivillere zarar verilmemesi vb. beyanatları ise, tamamen ikiyüzlü ve ahlaksızca halk kitlelerini aldatmaya yöneliktir.
Filistin halkının haklı direnişi dünyanın birçok coğrafyasında sahiplenilmesi, bu büyük katliam için yetersizde olsa, ezilen, sömürülen halk kitlelerinin, ilerici, devrimci demokrat kesimlerin sokaklara dökülüp haksız savaşları protesto edip Filistin halkıyla dayanışma içinde olması gerici, kan emici emperyalist devletleri tedirgin ediyor. Yine Ortadoğu’daki gerici faşist devletleri de tedirgin ediyor. Belli aralıklarla Filistin halkının yanında olduklarını ileri sürmeleri de aslında halkların haklı, meşru tepkisini, öfkesini kontrol etme amacıdır. Birleşmiş milletler toplandı, dağıldı. İslam ülkeleri ittifakı Riyad’da toplanıp, dağıldılar. Sonuç her zamanki gibi hamasi söylemlerin dışında bir tutum yoktur, olamazda. Çünkü Filistinde katledilen mazlumların kanı bunların elindedir. Filistinde hasta, yaşlı, kadın, çocuk denilmeden katledilenler karşısında sessiz, tavırsız kalanlar bu katliamların ortaklarıdırlar.
Dünyanın herhangi bir coğrafyasında ezilenlere zulüm ve katliamlar yapılırken sessiz kalanlar, tutum geliştirmeyenler en az katliam yapanlar kadar sorumludurlar. “Zulmün olduğu yerde isyan etmek meşrudur, haktır” demişti Mao Zedung yoldaş. Bizde diyoruz ki, şimdi başkaldırıp isyan edilmeyecekse ne zaman edilecek. Gazze’nin her karışı mezarlığa çevriliyorsa, bugün Kürt coğrafyası her gün bombalanıp yağmalanıyorsa bu yaşananların karşısında dilsiz şeytanı oynayanlar ise çeşitli gerekçelerle Filistin halkının haklı direnişinin yanında saf tutmayanların niyetleri ne olursa olsun hiç önemli değil. Sessiz kalma tutumlarıyla katliamda pay sahibidirler. Gazze’de yaşanan katliamı ne kan emici emperyalist devletler nede bölgenin işbirlikçi, gerici faşist devletleri durdurabilir. Bu zulmü, bu katliamları ancak dünyanın ezilen, sömürülen mazlum devrimci halkları ve enternasyonel proletaryanın dayanışması, direnişi ve başkaldırısı durdurabilir. Bunun içindir ki, bu çığlık bugün atılmalıdır, yarın geç olabilir.
Hapishanelerdeki devrimci tutsaklar olarak katliamın başladığı andan itibaren tepkimizi dile getirdik, getiriyoruz. Maoist Komünist Partisi dava tutsakları olarak 27-28-29 Ekim tarihlerinde Gazze’ye yapılan siyonist İsrail devletinin saldırı ve katliamlarını protesto etmek vede Filistin halkının haklı direnişini desteklemek ve dayanışma içinde olmak için üç günlük Açlık Grevi yaptık. Bu AG’den ötürü “disiplin soruşturması” açıldı. Türk devletinin en başındakinden en alttakine kadar sözcüleri sözde Filistin halkının yanında olduklarını her fırsatta söylüyorlar. Fakat bizlere soruşturma açmaktan, cezalarla engellemekten geri durmuyorlar. Bu pratikleriyle gerçek niyetlerini de göstermiş oluyorlar. Ama bizler devrimci dayanışma ve haklı direnişleri sahiplenmede sınır tanımayız. Cüneyt Kahraman yoldaşın dediği gibi, “zulmün kale burçları aşılmaz deme, devrim sınır tanımaz”. Bugün aynı anlayışla diyoruz ki, devrimci dayanışma sınır tanımamalı, ezilen mazlum Filistin halkının haklı direnişiyle dayanışmayı büyütelim.
24.11.2023
Maoist Komünist Partisi dava tutsakları. “
Yorumlar kapalı.