Urfa Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren Özak Tekstil’de çalışan işçilerin sendika seçme özgürlüğü, fabrikadaki çalışma koşulları ve baskıya karşı başlattıkları direniş İstanbul’a taşındı.
İşçilerin örgütlü olduğu Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Başkanı Mehmet Türkmen ve beraberindeki işçiler Zeytinburnu Marmaray durağına, “Sendika Seçme Hakkımız Engellenemez” yazılı pankartı taşıyarak geldi. İşçiler, “Patrona Köle Olmayacağız”, “Özak İşçisi Yalnız Değildir” sloganları attı.
Kazlıçeşme’deki Özak Holding binası önüne kadar yürüyen işçiler, burada bir basın açıklaması yaptı. Açıklamaya çok sayıda sendika ve siyasi parti katıldı.
İlk olarak söz alan İstanbul BİRTEK-SEN sözcüsü Çağdaş Çavuşoğlu Özak’ta 58 gündür süren direnişi hatırlattı. Çavuşoğlu, “İşçiler, devletin, bürokrasinin tüm baskısına rağmen Şanlıurfa’yı direniş alanına çevirdiler. İşçi sınıfının ve insanca bir yaşam için direniyorlar. Özak patronlarına ve tüm sermaye sahiplerine sesleneceğiz bugün. İstanbul’da direnişi ilmek ilmek öreceğiz. İşçiler seçtikleri sendikaya saygı duyulmasını istiyor. Kahrolsun sendika ağaları” dedi.
Daha sonra söz alan Özak işçilerinden Yıldız Bağcı da örgütlü mücadelenin önemine vurgu yaparak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kime karşı mücadele etmemiz gerektiğini çöl iyi biliyoruz. Bu binanın her tuğlasında bizim emeğimiz var. Talebimiz insani haklarımız ve sendika seçme hakkımızın tanınması. Özak patronunun suçlarında sorumluluğu olan markalara da sesleniyoruz. Biz artık Şanlıurfa’da değil İstanbul’dayız ve her mağaza önünü eylem alanına çevireceğiz.”
TÜRKMEN: KARŞI KARŞIYA OLDUĞUMUZ BASKILAR DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE OLDU
BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen söz aldı. Türkmen, Urfa’da Özak işçisinin sürdürdüğü mücadelenin önemine dikkat çekerek “Kölelik düzenine karşı bir baş kaldırıdır” dedi ve şunları söyledi:
“Bölgeye yapılan ayrımcılığın bir diğer dışavurumu da bu direniş oldu. Özak işçisinin direnişi tüm işçilere dayatılan kölelik sistemine karşı sürüyor. Direnişin ilk gününden beri karşı karşıya olduğumuz baskılar dünyanın gözü önünde oldu. Bir işçi bu fabrikalardan birinde haksızlığa maruz kalırsa ilk karşısında patronu görüyor. Eğer en ufak bir hareketlilik olursa bu sefer de sarı sendikalar devreye giriyor. Sarı sendikalarla beraber işçinin sesini kesmeye çalışıyorlar. Eğer bunlar da başarısız olursa devletin gücünü karşısında görüyorlar. Devleti ve iktidarı temsil eden kişilerin kuşatmasıyla işçilerin bu kölelik sistemi sürsün istiyorlar. Biliyorlar ki Özak işçisi kazanırsa bölgedeki işçiler de örgütlenecek. Urfa valisi, kaymakamı, müftüsü be istiyorsanız tamam ama bu bu sendikayı Urfalı patronlar istemiyorlar. Biz tehditlerini kabul etmeyeceğiz. Biliyorlar ki Özak işçileri kazanırsa 20-30 saat mesaiye mahkûm edip tacizlerine devam edemeyecekler. 138 gözaltı bunun için. Siz Özak patronlarının insafında çalışmak zorundasınız demelerine karşın Özak işçisi ‘hayır’ diyor. Nasıl başa çıkacaksınız diyorlar bugün görüyorsunuz emekten yana olan herkes burada. İşte Özak işçisi böylece kazanacak bundan hiç şüphemiz yok.”
Türkmen, direnişin ardından Özak’la iş birliği yapan Levi’s markasının fabrikaya sendikayı tanımasını, tanımadığı takdirde sözleşmeyi feshedeceklerini bildirdiğini söyledi.