Ağır hasta tutsaklardan olan Salih Gün, 30 yıllık infazını tamamlamasına rağmen “pişmanlık” dayatmasını kabul etmemesi ve çeşitli disiplin cezaları gerekçeleriyle 2 yıldır tahliye edilmiyor.
Hapishanelerde tutsaklara yönelik hak ihlalleri, baskı ve keyfi uygulamalara her gün bir yenisi ekleniyor. Ankara Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde tutulan ağır hasta tutsak Salih Gün, 30 yıllık cezasının infazını tamamlamasına rağmen tahliye edilmiyor. 1992 yılında Şırnak’ın Uludere ilçesinden göç ettiği Antalya’da gözaltına alınan Gün’e, çıkarıldığı Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce (DGM) “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla müebbet hapis cezası verildi. 32 yıllık tutsaklık süresince birçok hapishanede tutulan Gün’ün, hapishane koşullarından kaynaklı şeker ve tansiyon başta olmak üzere birçok ağır hastalıkları oluştu. Kalp, bel fıtığı, eklem romatizması ve kronik otit hastası olan Gün, aynı zamanda kronik migren ve sinüzit hastalıklarıyla mücadele ediyor. Sağ kulağında yüzde 72 işitme kaybı olan Gün, 30 yıllık cezanın infazını tamamlamasına rağmen pişmanlık dayatması adı altında verilen farklı disiplin cezaları nedeniyle 2 yıldır tahliye edilmiyor.
KİTAPLARA CEZA
Bunun yanı sıra hapishanede kaybettirilen Gün’ün kimliğinin tekrar çıkartılması için yapılan tüm başvurular ise sonuçsuz bırakılıyor. 60 yaşında ve ilerleyen hastalıklarına rağmen hücrede tutulan Gün’ün, ihtiyaçlarını tek başına karşılayamadığı belirtildi. Son olarak Gün’ün arkadaşları tarafından hapishaneye gönderilen kitapların infaz yakmaya gerekçe yapıldığı öğrenildi. Gün ailesi, gönderilen kitapların İdare ve Gözlem Kurulu incelemesinden sonra Gün’e verildiğini belirterek kurul daha sonra verilen kitapların yasaklı olduğu iddiasıyla disiplin cezası verdiğini söyledi.
Gün’ün yeğeni Cemil Gün, amcasının tahliyesinin hukuksuz bir şekilde 2 yıldır engellendiğini söyleyerek “Amcamın kaleme aldığı yazılar suç konusu yapılarak, disiplin cezası verildi. Pişmanlık dayatmasını kabul etmediği için tahliyesi engelleniyor. Cezaevi tarafından kaybettirilen kimliği için yaptığı başvurular ise sonuçsuz bırakılıyor.” dedi.
2 YILDIR TAHLİYESİ ENGELLENİYOR
Amcasının tahliyesinin sürekli ertelendiğini aktaran Gün, bunun artık bir işkence yöntemine dönüştüğünü dile getirerek “Amcamın yaşı ilerlemiş ve hastalıkları var. Cezası bitmesine rağmen bırakılmıyor. Normal şartlarda tahliye edilmesi gerekiyordu, ancak bırakılmıyor. Cezaevi yönetimi kimliğini kaybetmiş ancak aynı cezaevi idaresi amcamın nüfus müdürlüğüne götürülüp parmak izinin alınmasına izin vermiyor. Parmak izi olmadığı için de kimlik verilmiyor. Cezaevi yönetiminin çözüm olarak kimliğini çıkartması gerekirken bunu yapmıyor. 30 yıl hapis cezası verilmişti, ancak iki yıldır hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunuyor. İnsanları öldürmek için bu yöntemi uyguluyorlar.” diyerek tepki gösterdi.
TEK KİŞİLİK HÜCREDE TUTULUYOR
Kimliğin tekrar çıkartılması için yapılan başvuruların da kabul edilmediğini belirten Gün, amcasının bir an önce bırakılmasını istedi. Gün, şöyle devam etti: “Bir insan 30 yıl cezaevinde kaldıktan sonra ne yapabilir ki? Bugüne kadar onlarca cezaevi dolaştırdılar. Zaten ağır bir tecrit altında tutuluyor. Revire kaldırdıklarında sağlık sorunlarını sisteme geçirip raporlaştırmıyorlar. Tek kişilik hücrede tutuluyor. Bu da hem maddi hem de manevi olarak sorun oluşturuyor. Ameliyat olmuş ve gözleri çok zayıf, görme sorunu yaşıyor. Sağlık durumu iyi değil. Ailesi olarak kimlik başvurusunda bulunuyoruz ancak kabul edilmiyor. Cezaevi yönetimi de destek olacağına her seferinde engel olup bırakmıyor. Bu insan, 32 yıldır ağır bir tecrit ve işkence altında yaşıyor. Bir an önce tahliye edilmesini talep ediyoruz.”