Hapishanelerde bulunan tutsakların tahliyeleri keyfi tutumlardan dolayı engelleniyor. Kalbi yüzde 35 çalışan hasta tutsak Kasım Karataş’ın, 30 yılın ardından “pişman olmadığı” gerekçesiyle iki defa infazının yakılmasına tepki gösteren kızı Gülistan Karataş, “30 yıldır düşüncelerini değiştiremediniz, üç ayda mı değiştirmeye çalışıyorsunuz” diye sordu.
Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi’nde bulunan hasta tutsak Kasım Karataş’ın da infazı, keyfi gerekçelerle yakılarak tahliyesi sağlanmıyor. İHD’nin 2016’dan dan beri hasta tutsaklar listesinde bulunan Karataş’a, İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasının ardından 4 Eylül 1993’te “Devletin egemenliği altında bulunan toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak” iddiasıyla müebbet hapis cezası verildi. Tutsak olduğu süre zarfında İzmir-Buca, Aydın, Antep, Karabük, Urfa ve Tekirdağ’daki hapishanelerde kalan Karataş, son olarak Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi’nden 2 Ağustos 2023’te tahliye olması gerekirken “iyi halli olmadığı” gerekçesiyle tahliyesi ilk olarak 2 Ağustos’a, ardından 2 Şubat’a ertelendi. Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu’nun hazırladığı rapor üzerine tahliyesi ertelenen Karataş için “Kurallara uygun davranmadığı, grup çalışmalarına katılmayı kabul etmediği, pişman olmadığı, aramalarda personele yardımcı olmadığı, cezaevinde kaldığı süre içinde haklarını iyi niyetli kullanmadığı, birçok kez disiplin cezası aldığı ve toplumla bütünleşmeye hazır olmadığı” denildi.
Kalbi yüzde 35 çalışıyor
Antep ve Aydın hapishanelerinde mide kanaması geçiren Karataş’ın yıllar içerisinde hastalıkları artarak yaşamını etkileyen bir boyuta ulaştı. Hapishanedeyken dört defa anjiyo ve 2016’da da açık kalp ameliyatı olan Karataş’ın tedavi sürecinde hastanede dahi ellerine ve ayaklarına kelepçe takıldı. Kalbi yüzde 35 çalışan Karataş’ın aynı zamanda bel fıtığı, tansiyon, şeker, mide hastalığı gibi hastalıkları da bulunuyor. Karataş’ın yaşamından endişe duyduğu için bel fıtığı ameliyatını gerçekleştirecek olan doktorun bilgilerini isteyen aileye idarenin bilgi vermemesinden dolayı ameliyatı gerçekleştirilemiyor. Karabük ve Tekirdağ cezaevlerindeyken ATK’ye de sevk edildi, ancak her ikisinde de “Cezaevinde kalabilir” raporu verildi. Ayaklarının üstüne basmakta dahi zorluk çekene Karataş’ın durumu her geçen gün ağırlaşıyor.
Rehin tutup öldürme çabası
JINNEWS’ten Rozerin Gültekin’e konuşan kızı Gülistan Karataş, babasının “Bu hukuki değil, bizi rehin tutuyorlar, öldürmeye çalışıyorlar” diyerek infazlarının yakılmasına tepki gösterdiğini dile getirdi. Gülistan Karataş, infaz yakılmasının amacının direnişi kırmak ve bu durumun da “acizlik” olduğunu belirterek, “İdam cezasını kaldırdılar, bu sefer bu şekilde öldürmeye çalışıyorlar. İktidara boyun eğmedikleri için kendilerince ceza veriyorlar. Nevzat Aktaş kanser hastasıydı. Son evresinde bırakıldı, Mehmet Emin Özkan yeni bırakıldı, Mehmet Gök 30 yıla yakındır görmediği çocuklarını göremeden hayattan ayrıldı. 30 yıldır düşüncelerini değiştiremediniz üç ayda mı değiştirmeye çalışıyorsunuz? Aileler olarak onları yalnız bırakmayacağız. Arkadaşlar içeri girdikten sonra doğan çocuklar avukatlığını yapıyor ya da onların düşüncelerini savunuyor” dedi.
Yoldaşlık ilişkisi kurduk
Kendisi 6 yaşındayken babasının tutuklandığını ve 30 yıldır babası için mücadele ettiğini kaydeden Gülistan Karataş, şunları söyledi: “Baba demek benim için tuhaf bir şey. Baba-kız ilişkisinden ziyade yoldaşlık ilişkisi kurduk. Babamın babalık yapma fırsatı olmadı. Babam beni hayata hazırladı. Babama Kasım yoldaş derim. 30 yıllık mücadelede belki ağır bedeller ödedim ama her karşılaştığım zorluk beni daha çok güçlendirdi. Bu direniş babama ve arkadaşlarına olan inancımdan kaynaklıdır. En büyük destekçilerimden biri annem oldu. Toplumun gözünde bir kadın olarak tek başına hareket etmek yanlıştı. Annem toplumu göğüsledi, ben de babamın düşüncelerini dışarıya ulaştırmak için mücadele ettim. Hiçbir kudret beni bu yoldan ayıramaz.”
Onların sesi olalım
Hapishanelerde yaşanan sorunların ancak toplumun sesini yükseltmesiyle çözülebileceğini belirten Karataş, şunları dile getirdi: “Arkadaşlar bizim için hala mücadele ederken biz dışarıda bir mektup bile yazmıyoruz. ‘Üzüldük’ deyip hayata devam ediyoruz. Hangimiz günde bir defa arkadaşların yerine gökyüzüne bakıyor. Arkadaşların sesi olalım, canlarımız ölüyor. İçerideki dayanışma dışarıda olsaydı bu coğrafya bambaşka olurdu. Biz onlara özgürlüklerini borçluyuz. Önceliğimiz zindandaki arkadaşlarımız olsun. Ben bir bile günümü babamla geçirmedim. Ölmeden önce babamla bir gün geçirmek istiyorum.”
Yorumlar kapalı.