Rusya Güney Amerika ile bağları geliştiriyor

Ramzy Baroud

Moskova, Ukrayna’daki güvenlik taleplerine Bir Amerikan yanıtı alır almaz, üç Güney Amerika ülkesi, Nikaragua, Venezuela ve Küba arasında daha fazla askeri entegrasyon ilan ederek dolaylı olarak cevap verdi.

Washington’un 26 Ocak’ta Rusya’nın NATO güçlerini Doğu Avrupa’dan çekme ve ABD liderliğindeki ittifaka olası bir Kiev üyeliğiyle ilgili görüşmelere son verme taleplerine yanıtı komisyon dışıydı.

ABD ise Rusya’nın taleplerini ‘güven artırıcı önlemlerle’ ele alacak ‘diplomatik bir yoldan’ söz etti. Rusya için, bu tür zor bir dil açıkça başlangıç değildir.

Russia Today’in haberine göre, aynı gün Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya parlamentosu Duma’nın önünde yaptığı açıklamada, ülkesinin “Küba, Venezuela ve Nikaragua liderleriyle askeri işbirliğini hızlandırmak da dahil olmak üzere bir dizi alanda ortaklıklar geliştirme konusunda anlaştığını” duyurdu.

Bu anlaşmanın zamanlaması pek tesadüfi değildi elbette. Ülkenin Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, hareketi bira yapımı Rusya- NATO ihtilafıyla ilişkilendirmekte tereddüt etmedi. ABD’nin Rusya’yı ‘kışkırtmaya’ devam etmesi halinde, Rusya’nın Güney Amerika’daki stratejisi potansiyel olarak “Rus Donanması’nı da içine alabilir”. Ryabkov’a göre, bu Rusya’nın “Amerikan tarzı (sahip olma) dış ve askeri politikası için çeşitli seçeneklere sahip olma” versiyonu.

Ruslar Güney Amerika’daki askeri angajmanlarının arkasındaki nedenleri saklamadıkları için, bölgeye asker gönderme seçeneğini göz önünde bulundurarak, Washington yeni değişkeni ciddi bir şekilde düşünmek zorunda kalıyor.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Her iki ülke arasındaki son güvenlik görüşmelerinde Rus askeri varlığının güney Amerika’da değerlendirildiğini inkar etse de, Rusya ile üç Güney Amerika ülkesi arasındaki anlaşmayı kabul edilemez olarak nitelendirerek, ABD’nin böyle bir senaryoya “kararlı” bir şekilde tepki vereceğine söz verdi.

Gerçek şu ki, bu senaryo geçmişte çoktan oynandı. Ocak 2019’da ABD, Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro’ya abd destekli Juan Guaido’ya iktidarı teslim etmesi için baskısını artırdığında, bir darbe yakın görünüyordu. Caracas sokaklarında ve diğer Venezuela şehirlerinde kaos, kitlesel elektrik kesintileri, temel gıda ve malzeme eksikliği, hepsi de yıllardır bağımsız ve iyi bütünleşmiş Güney Amerika ülkelerine dayanan siyasi bir söylemi savunan Venezuela’yı bastırma girişiminin bir parçası gibi görünüyordu.

Washington haftalarca Venezuelalı taraflara, devlet şirketlerine ve bireylere karşı yüzlerce yaptırım emri uygulayan basınç vanalarını sıkılaştırmaya devam etti. Bu da Caracas’ın Washington ile diplomatik ilişkilerini kesme kararına yol açtı. Nihayetinde Moskova devreye girdi ve Mart 2019’da Maduro’yu devirmeye yönelik olası herhangi bir girişimi önlemek için asker ve teçhizat dolu iki askeri uçak gönderdi. İlerleyen aylarda, Rus şirketleri Venezuela’ya yıkıcı krizinden kurtulması için yardım etmek için akın etti ve Washington’un bu kez Rus petrol şirketlerine karşı en sevdiği silah olan yaptırımlara başvurduğu başka bir ABDRusya çatışmasını kışkırttı.

Rusya’nın Güney Amerika’da jeostratejik bir varlık sürdürmeye istekli olmasının nedeni, o bölgedeki daha güçlü bir Rus rolünün Washington’un ekonomileri ve siyasileri üzerindeki hakimiyetini gevşetmek için umutsuz olan birkaç ülke tarafından imrenilmesidir.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan: Rus askeri varlığını reddetti.

Fotoğraf: Vikipedi

Kaynak ‘ColdType 232 – Mart 2021’

Exit mobile version