Yıllar eskisede, kadına şiddet katmerli şekilde devam etmektedir.
Kadına şiddet eskimiyor, eksilmiyor.
Daha farklı ince kılıflara büründürülüp daha da katmerli bir şekilde, dahada katı sürdürülmektedir.
Ülkelerin sosyo ekonomik yapısı üzerine şekillenen, siyasi çizgisine göre kadına şiddet farklı biçimlerde şekillenmektedir..
En bagnazı en vahşi uygulamalar ise dinlerin hüküm ettiği yerlerde ve ülkeler deuygulanıyor. Kadınlar daha katmerli şiddete, katliamlara, tecavüzlere, dinlerin hakim olduğu guruplarda, Yerlerde, yörelerde, devletler de vede savaşlarda. Kadına amansız zulmün iki katı uygulanmaktadır. Ganimet malı olarak görülür.
Savaşlarda kadınlara, tecavüzsüz savaşlar dine aykırı olarak görüyor.
En barbarı dinin vahşetidir.
Dinin hüküm ettiği yerlerde kadının zinciri üçe katlanmaktadır.
Birde başka dindense, başka mezhep ve Ulustansa yada ataistse kadına yönelik sömürü, dörtlü halkalı kölelik zulmünün altında lime lime ezilmektedir.
Kısaca özetlersek:
1) sınıfsal baskı
2) cinsel baskı
3) dinsel baskı
1) SINIFSAL BASKI
Hüküm eden egemen sınıfların, kadının iş gücünü sömürmesi? Toplumda ve işyerlerinde kadının emeği iki kat sömürülmektedir.
Erkeklere verilen ücret kadınlara verilen ücretten daha fazladır.
Sınıfsal baskı ezilen kadın ve erkeğe uygulansada, kadına daha fazla zulm edilmektedir. Ezilen kadınların ve erkekletin gasp edilen isgücü sinif kardesligini oluşturmaktadır.
Ezenlere karşi, ezilen sınıf katogorisinde yer alırlar.
Sınıflandırmada: Ezen sınıf, ezilen sınıf diye somut olarak katagorilere ayrılırlar.
Bu hakim sınıflara karşı kadın erkek birlikte ortak mücadele etmeden kurtuluşları mümkün değildir.
Kadınlar sınıf kardeşleriyle ortak mücadele etmeden ayrı olarak tek kadın haraketi sınıf kardeşleri erkekleri dişlarlarsa, belli bir mevzi elde etselerde, esas sınıf mücadelesini yürütüp iktidar değişikliği yapamazlar. Tokezleyip kalırlar.
Kendi sınıf kardeşliğinin içeriği boşaltılır. Cinsiyet “sınıflarına” ayrılmak zorunluluğu doğar.
Ezilenler kendi aralarında bölünüp parcalaninca sisteminde daha rahat bunların arasındaki çelişkileri derinleştirip. Sistem kendi çıkarlarına endeksler. Buda işçi sınıfını baltalar.
2) CINSEL BASKI
Erkek cinsinin kadın cinsine uyguladığı fiziki ve bedensel baskıdır.
Aynı zamanda hakim sınıfların, kadını mal olarak görüp, erkeğin hizmetine sunulan bir varlık olarak görür. Yasalarının, yürütmesinin, hak ve hukukunda eşitsizlik ciddi boyuta devletin ve erk yönetiminin hükm ettiği yerde, kadın cinsiyetçi ezilmeye, ayrımcılığa maruz bırakırlar.
Evde Babasının, erkek kardeşlerinin, kayın babası, kayın biraderlerinin ve kocasınıneşitsiz dengesiz baskısına kadın olduğundan dolayı hem ezilerek hemde fiziki şiddetine maruz kalırlar. Kadın doğuran, yıkayan, pişiren, çalıştırılan ve nefes almasına müsade edilmeyen bir yaşama mahkum edilir.
Erkeğe hizmet, hürmet, saygı ve erkeğin malı, hesabına gelmediği zaman aşağılayan, dövülüp, sövülen erkeyin hizmetinde ve erkeğin cinsel ihtiyacını gören bir varlık olarak görülmekte.
3) DİN BASKISI
Görünürde ezen sınıfa hizmet eder, ediyorda….
Bakıldığında tüm baskılarin, sistemden ve hakim siniflardan kaynaklandığı, alanıdır. Aynen cinsel baskı gibi, hakim siniflarin kullandıkları siyasi bakış açılarından kaynaklıdır.
Detayına inince cinsiyet ayrımcılığı ve erk hükmü sürdürülmektedir.
Dinde ince kılıflanmış kadının bir kat daha vahşete maruz bırakıldığı bir otoritedir.
Dinin derinliğine inildiğinde, esas suçlu potansiyel olarak kadın görülür.
Hiç bir erkek “zina “işledi diye, toprağa gömerek taslanarak vahşice öldürülmedi. Din kadınlar üzerinden şekillendirilir çok ağır cezalar verilerek, insanlık dışı uygulamalara maruz bırakılır.
Kadının fuhuşa itilmesi, toprağa gömüp taşlanarak öldürülmeleri, ilk taşida en yakınlarının atmasıyla başlanan cinayet dinsel cinayettir. Kadına tecavüz esası din kokeninden gelmektedir.
Kadının pazarlarda satılması, bir kadına birden fazla cani zebanilerin tecavüzü, hem din hemde devlet bakış açısıdır. Elbetteki tüm zincirlerin bağlantısı devletlerin gerici sistemidir.
Komunistler, devrimci örgütler ve gerekse illerici Kadın Örgütleri şimdiye kadar dinin işlenmemsi ve dine karşı ciddi bir mücadelenin verilmemesi ciddi bir eksikliktir. Çünkü tüm yobazlar dini bir afyon gibi beyinlerine çektikleri için, İlericiler sözde halkın değerlerine “saygılı” olacaklar diye, bu ciddi bir yıkım ve zulmü es geçerek dini ılımlaştirmışlardır.
Din çok ciddi bir şekilde derin detaylı incelenmesi gereken bir konudur. Din afyonuna karşı toplumu uyandırıp farkındalığı yaratmak önemli bir eylemdir. Din kesinlikle mahsum değildir. Kadına taciz ve tecavüzler din zulmünün altında yatmaktadır. Din sömürücü sistemin kadınlar üzerinde ayrıcalıklı tescilli uygulanan zulümdür ve baskı aracıdır…
Din kadının vücudunu parsellere bölüp, parçalara ayırıp adlandırıp kapatıp tüm kadının bedenini kadından alıkoymaktır.
En büyük cins ayrımcılığının katmerli zulmü din gericiliği altında uygulanıyor.
Kadının namusu, mahrem yeri, vs. vs. kadını erkeğe tapulayan bir fetvadir din. En korkunç bakış açıları, dini kusanan erkeklerin zihnin bir kat daha akıl tutulmasına yol açan bir aractır.
Kısa kısa belirtim bu yazımda. Ama bu konu her bir maddenin detaylarıylan işlenmesi gereken bir konudur.