Emperyalist savaş korosu ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya; konjonktürel ihtiyaçlar ve yapısal riskler açısından sistem kendi kontrollerindeki ekseninden kaymadan Çin ve Rusya zeminindeki blokta çatlak yaratma peşinde. Bu amaç için Ukrayna ellerinde paha biçilmez bir koz oldu.Buradan Rusya’yı köşeye sıkıştırarak tavizlere, dahası Çin’i yalnızlaştıracak bir tarafsızlık duruşa razı etmeye yönelik hamlelerle sonuç almaya çalışıyorlar. Ya istedikleri gibi gitmezse, ya blöf kartlarının ellerinde kalacağı gerçek bir kaza ile karşılaşırlarsa ne olacak?Putin, kazananı olmayacak bir savaşın tetikleneceğinden bahsederken lokalde Ukrayna üzerindeki haritadan bahsetmiyor.
Burada Rusyanın emperyalist bir ülke olduğunu gözardı eden bir mağduriyet ve haklılık -haksızlık denklemi aramaktan çok erken bir savaşa çekilmenin yol açacağı kayıpları öngören bir strateji devinin, tüm ara hamlelerle bu sonuca varmadan kendisine dayatılanı görüp boşa çıkarma manevralarının, lokal yada genel bir savaşın yıkımından hiçbir çıkarı olmayan dünya proletaryası ve halkları için beladan geçicide olsa uzak kalma anlamının altını çiziyoruz.
Emperyalistler yeryüzünü yeniden ve yeni bir eksen üzerinde paylaşma ihtiyacını dayatan koşullara ulaştılar. Ancak bir savaşı başlatacak hazırlığa tam olarak sahip olmada sorunları var. Tamda bu noktada yeni bir lokal savaşla gerileyen ekonomisini savaş makinesi ile yükseltmeye ve saldırı sanayiisinin ihtiyaç duyduğu maliyeti yüksek projeleri hızla tamamlamaya müttefiklerinide ikna etmiş bir ABD nin aceleciliği var. Açıktırki bu süreçte saldırgan ve savaşı körükleyen bir konumlanış içersindedir. Savaşa karşı emperyalistlerin tüm argümanlarını boşa çıkaracak bir sosyalist propağanda ve devrimin geliştirilmesi için en kötü koşulda olası bir savaşı halkların lehine iç savaşa çevirecek güçlerin hazırlanması perspektifi ile hiç bir çelişme ve gelişmeye kayıtsız kalmayan duruşa sahip olmalıyız. …Devrimci Demokrasi
***
Der Spiegel, NATO’nun 1991’de doğuya açılmama sözü verdiğini doğrulayan belgeyi açıkladı.
Belgede, ABD Temsilcisi Raymond Seitz’in “NATO ne resmi ne de gayri resmi olarak Doğu’ya yayılmayacak.” ifadesi yer alıyor.
Alman ‘Der Spiegel’ dergisi Cuma günü, NATO’nun mevcut sekreteri Jens Stoltenberg’in böyle bir sözün “asla tutulmadığını” söylediğinin aksine, NATO’nun doğuya doğru genişlememe sözlerinden gerilediğini doğrulayan gizli bir belgenin bulunmasını yineledi.
Bu anlamda ‘Der Spiegel’, “Stoltenberg ve diğer [Batılı liderlerin] versiyonunun şüpheli olduğuna” işaret ediyor.
Eski Avusturya Dışişleri Bakanı’ndan RT’ye: “Kabil’deki muazzam fiyaskodan sonra NATO, Ukrayna ile uyurgezer gibi tökezledi”
Der Spiegel’e göre, söz konusu belge Amerikalı siyaset bilimci Joshua Shifrinson tarafından İngiliz Ulusal Arşivlerinde bulundu. Metinde, 6 Mart 1991’de Almanya’nın Bonn kentinde düzenlenen ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya dışişleri bakanlıklarının başkanları arasında Polonya ve diğer Doğu Avrupa ülkelerindeki güvenlik konularında yapılan toplantının ayrıntıları yer alıyor.
Genişleme “kabul edilemez”
Belgede, Atlantik İttifakı genel sekreterinin son açıklamalarıyla çelişen bir ayrıntı da yer alıyor. Der Spiegel yazısında, “Belgede de görüldüğü gibi, İngilizler, Amerikalılar, Almanlar ve Fransızlar Doğu Avrupa ülkelerinin NATO üyeliğinin ‘kabul edilemez’ olduğu konusunda anlaştılar.” ifadesi yer alıyor.
Gizliliği kaldırılan belgeye göre, 1990 yılında Federal Almanya Cumhuriyeti (FRG) ve Alman Demokratik Cumhuriyeti (GDR) arasında İki Artı Dört formatında, Fransa, Sovyetler Birliği, İngiltere ve ABD ile birlikte, o yılın sonunda Moskova’da imzalanan Almanya’nın geleceğiyle ilgili nihai anlaşmayı görüşmek üzere yapılan bir başka önceki toplantıda, partiler koalisyonun genişlemesinin sınırlandırılması gerektiğini ifade ettiler.
Belgenin kısmi görüntüsü
“İki artı Dört formatındaki müzakereler çerçevesinde, NATO’yu Elbe’nin ötesine genişletmeyeceğimizi açıkça belirttik. Bu nedenle, Polonya ve diğer [Doğu Avrupa ülkelerine] NATO üyesi olmayı teklif edemeyiz.” diyen FRG temsilcisi Jürgen Chrobog, dergide diplomatın Elbe ile Oder Nehri’ni karıştırdığı belirtiliyor.
“NATO Doğu’ya uzanmayacak”
Bu kararın Almanya Başbakanı Helmut Kohl ve Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich Genscher hükümetinin tutumuna uygun olduğu da ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Öte yandan ‘Der Spiegel’, Amerikalıların kendilerinin “muhtemelen 1991’deki durumu [Rusya Devlet Başkanı Vladimir] Putin’in bugün anlattığı gibi gördüklerini” belirtiyor. “Sovyetler Birliği’ne, İki Artı Dört görüşmesinde ve diğer müzakerelerde, Sovyet askerlerinin Doğu Avrupa’dan çekilmesinden yararlanma niyetinde olmadığımızı açıkça belirttik. […] NATO, Doğu’ya resmi veya gayri resmi olarak uzanmayacak.” ifadesi yer alıyor.
Mikhail Gorbaçov ve Helmut Kohl, Kasım 1990’da Almanya’nın Bonn kentinde bir anlaşma imzaladılar.
2007’nin başlarında Vladimir Putin, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı ünlü konuşmada NATO genişlemesinin ülke için bir tehdit oluşturduğunu ve ittifakın vaatlerine karşı geldiğini kınadı.
“NATO’nun genişleme sürecinin ittifakın kendisini veya Avrupa’daki güvenliği modernize etmekle bir ilgisi olmadığı açıktır. Aksine, karşılıklı güven seviyesini düşüren ciddi bir kışkırtıcı faktördür. Ve açıkça sorma hakkımız var: Bu genişleme kime karşı yönetiliyor?”
“Doğuya bir santim bile”
Yeni gizliliği kaldırılan metin, Rusya devlet başkanının açıklamalarını doğrulayan arşivlerden gelen başka bir belge dizisinin bir parçasıdır. Geçen Aralık ayında, George Washington Üniversitesi Ulusal Güvenlik Arşivi tarafından derlenen 30’dan fazla belge, 90’lılarda Batılı liderlerin Sovyet Lideri Mihail Gorbaçov’a NATO’nun doğuda Alman sınırlarının ötesine geçmeyeceğine dair defalarca güvence verdiğini ortaya koydu.
Dosyalara göre, o zaman ABD Dışişleri Bakanı olan James Baker, Sovyet mevkidaşı Eduard Shevardnadze’ye “NATO yargı yetkisi veya güçlerinin doğuya doğru hareket etmeyeceğine dair kesin güvenceler” verdi. Öte yandan, Moskova’daki Sovyet şansölyesine ittifakın “bir santim doğuya” taşınmayacağını da söyledi. Bir gün sonra, 10 Şubat 1990’da, birleşik Almanya’nın gelecekteki şansölyesi Helmut Kohl, Gorbaçov’a aynı sözü tekrarladı.
“NATO’nun faaliyet alanını genişletmemesi gerektiğine inanıyoruz. Makul bir çözüm bulmalıyız. Sovyetler Birliği’nin güvenlik çıkarlarını doğru anlıyorum.” dedi.
Fransa’nın o dönemdeki Cumhurbaşkanı Francois Mitterand ise daha da ileri giderek, Mihail Gorbaçov ile açıkça paylaştığı bir fikir olan birleşik bir Almanya’nın NATO’ya katılması fikrinden yana olmadığını söyledi.
Kaynak:lahaine/Spiegel
Yorumlar kapalı.