Türkiye ve Kuzey Kürdistan’ın Geleceği Çelikten Yoğruluyor!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye ve Kuzey Kürdistan seçim sürecini geride bıraktı. Halk kitlelerini faşist diktatörlüğün şefi Recep Tayyip Erdoğan’dan ve faşizmden kurtuluş beklentisine seçim yoluyla sürükleyen reformist ve sosyal şoven küçük burjuva hareketler seçim sonrası derin bir sessizliğe kapılmışsa da sendika.org adresinde yayımlanan “sosyalistler secimleri değerlendiriyor “ söyleşileri, Sol Parti, TKP ve bilumum reformist hareketin seçim değerlendirmeler,i Gazete Patika gibi devrimci rotada durduğunu iddia eden devrimci basın yayın kanalının dahil değerlendirmesi burjuva seçimlerden büyük beklenti içine girildiğini gösteriyor. Burjuva demokrasisinin kapalı faşizan süreçlerde sadece kırıntılarını görebildiğimiz Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da; legalleşme, olmayan burjuva demokrasisini koruma yönlü gelişirken ayaklanması muhtemel halk kitlelerinin nabzını tutamamak yer altı örgütüne mesafe almaktan ve devrimin mümkünlüğüne inanmamaktan ve elbette yukarıda saydığımız yapılara ait zihin kodu olarak belirmiş devrimin sübjektif ve objektif koşullarına imkan vermemekten ve hatta inanç dahi duymamaktan kaynaklanıyor. 

Biz devrimci komünistler ve tutarlı bir avuç devrimci bütün bu seçim sürecinden beklentinin hayal olduğunu her defasında belirttik. Derin sessizlik; reformist ve sosyal şoven hareketler derin sessizlik içerisinde devinirken veya yere düşen çocuğun suratındaki çaresizlik ifadesini melankoli dolu belirlemeleriyle perçinlemeye çalışırken kendilerinin halk kitlelerinden pek ileride olmadığını halk kitlelerinin gerisinde olduklarını, halk kitlelerinin arayışa çıktığı şu günlerde ya halk kitlelerini dizginleme görevi görecekler ya da halk kitlelerinin politik bilinç kazanamamış olmasından dolayı çıktığı arayış sonucu yenilgisi üzerinden yeniden halk kitlelerinin arkasından sürükleneceklerdir diyoruz.

Üretim ilişkilerinin belirlediği toplumsal ilişkiler Türkiye ve Kuzey Kürdistan halk kitlelerine proleterleşmeyi ve devrimci fikirler etrafında kuşatılmış pratik sürece sürüklenmeyi emrediyor. Yaşadığımız tasfiye süreci devrimci hareketin saflarını toparlayıp harekete geçirmesine engel olurken bu durum bir hakikati daha açık ve anlaşılır kılıyor devrimci harekette. Ki reformizm galebe çalmıştır onun tabanı da faşist şeften kurtuluşu seçimle arzulamış sonrasında ise derin ruhsal çalkalanma ile geriye düşmüştür. Halk kitlelerinin proleterleşmesi için devrimci hareketin adeta baştan yeniden kurulmaya ve kurucu alternatif olmaya her hareketiyle aday olması gerekiyor ki halk kitlelerindeki sisteme karşı derin hoşnutsuzluk örgütlülük için kaldıraç haline çevrilebilsin.

İnsanın sosyal bir varlık olduğu sosyal bilimlerle ilgilenen herkes tarafından hemen hemen tanınan bir gerçektir. Neoliberalizm: Türkiye ve Kuzey Kürdistan coğrafyasına, Türk burjuvazisinin hızlı gelişmek istemesi ve emperyalist burjuvazi ile sömürüden payın kapışılması; ülkemizde doğanın talanı, yeni maden yatakları açılması, tarım arazilerinin boşaltılması, eğitim, sağlık ve barınma meselelerinde yeterince güvencesizleşme, işçi ve emekçilerin ücretlerinde gerileyiş olarak yansıdı. İşbirlikçi burjuvazi ve yarı-sömürge devlet daha fazla büyümek ve merkezileşmek isterken İngiltere ve Avrupa’da kapitalizmin yeni ortaya çıkış sürecine benzer bir vahşi kapitalizm boyutuyla topluma saldırırken, toplumsal içerisinde bulunan insanları birbirinden koparıp sadece bireye indirgemesi Türkiye ve Kuzey Kürdistan halk kitlelerini hem üretim ilişkilerinin üretici güçlere ters ilerleyen mantığı hem de bu üretim ilişkileri sonucu biçimlenen toplumsal ilişkilerdeki erozyon, halk kitlelerinin birbirine karşı girişecekleri şiddet eylemlerine veya halk kitlelerindeki birikmişlik, demokratik, ekonomik hak ve özgürlükler sarmalında yaşanan tıkanma vesilesiyle ufacık bir siyasi kıvılcım sonucu yerini halk kitlelerinin ayaklanmasına bırakabilir. Derin hoşnutsuzluk otobüs, metrobüs, metro ile yolculuk yapan insanlardan, memurların, işçi ve emekçilerin olduğu her yerde hissedilmektedir. 

8 temmuz tarihinde 2023 seçimi ve sonrasına dair değerlendirme isimli makalemizde belirttiğimiz gibi işçi ve emekçiler satılık sendikalara burjuva partilere yüz vermeden kendi göbeğini kesmek için fiili direnişler örgütlemiştir. Henüz beklenen patlama için erken diyebiliriz. Ancak ülkemizde ciddi anlamda politik ve toplumsal kurtuluş için bir mayalanma süreci yaşanmaktadır. Bu bugün için hissedilmese dahi bir süre sonra kendisini çok güçlü bir şekilde hissettirecektir. Devlet kliklerinin halk kitlelerindeki biriken gazı boşaltacak bir enstrüman bulamaması kendi çaresizliğini ortaya koymaktadır. Bu çaresizlik hâli ise devrim iddiası olanlar için muazzam olanaklar sunmaya açıktır. Devrim için arı gibi çalışacak kadro, devrimci partiler ve komünist partisi varsa gerisi lafı güzaftır.

Proletarya Partisi öyle veya böyle kendisinden kopmak zorunda bırakılmış veya kopmuş ancak yüreğinde ve bilincinde devrimle yatıp devrimle uyanan bütün taraftar ve ileri sempatizan kitlesini yaklaşan o büyük güne hazırlık yapmak için bayrağı altında toplanmaya, toparlanmaya, diriliş sürecine çağırıyor. 

Yorumlar kapalı.