Yaşamı devrim mücadelesinde geçen bu uğurda sokak, 12 eylül işkencehaneleri, zindanlar da direniş; zindanlardan firar ve sürgün, sürgünde mücadelenin, üretkenliğin önde gelen isimlerinden biriydi Ufuk Bektaş Karakaya mücadeleye ışık tutan anısına saygıyla, dostu arkadaşı değerli yazar Erdal Boyoğlu’nun kaleminden bir uğurlama çağrısına yer veriyoruz. Devrimci Demokrasi
***
Erdal Boyoğlu
Sevgili dostum, arkadaşım, yoldaşım Ufuk Bektaş Karakaya bu gün sabah uzun süredir yakalandığı kanser hastalığından dolayı yaşama veda etti.
Ufuk Bektaş Karakaya; uzun yıllar hapishane süreci yaşayan bir devrimciydi. 1984 ölüm orucu eylemine katılan ve eylemi 73 gün sürdüren bir yoldaşmızdı. Ufuk Bektaş; hapishane direnişlerinin önemli isimlerinden biridir. İşkencecilere geri adım attıran direniş abidesidir.
Ufuk Bektaş Karakaya ile bir sohbetimizde Adana cezaevi anılarını anlatmıştı bana. „Cezaevinden sürgüne götürülürken cezaevinin koridorunda karşılaştığı gardiyan Faho’nun bir sözünü dile getirdi. „Güle güle Bektaş Karakaya, Adana cezaevi duvarlarının dili olsa da yaşadıklarınızı ve yaptıklarınızı anlatsa“ diye uğurladığını söylemişti. Ufuk Bektaş’ın direnişi Adana Cezaevi’nin kaderini değiştirecek kadar önemli bir direnişti. “Direnişimiz sonucu başka cezaevlerine sürüldük “demişti .
12 Eylül sürecinde yedi yıl hapishanede kalan Ufuk, 1988’de Kırşehir Cezaevi’nden tünel kazarak 18 devrimci ile birlikte firar etti. Ufuk Bektaş için işkenceler, baskılar, zorluklar „vız gelir tırıs geçer“di.
Düşünsenize şöyle bir; hapishaneden kaçan Ufuk, Almanya’dan sahte bir pasaportla 1991 yılında İstanbul’a gidiyor. Niçin biliyor musunuz, kendi örgütünün yöneticileriyle cezaevinde görüşmeye gidiyor. Ve görüşme esnasında diğer örgütlerden insanlar ufuk’ u gördüklerine inanamıyorlar.
1989 da Almanya’ya gelen Ufuk ile yolum 2012 yılında keşisti. Avrupa Sürgünler Meclisi kuruluş aşamasında Köln’de tanıştım
2017 yılında Almanya’ya geldim. Ev sorunu çok ciddi bir sorundu. Ev bulamadığım için Ufuk dostluğunun kapılarını açtı bana. 2019 yılında Ufuk’un evine yerleştim. Birlikte aynı evi 9 ay paylaştık.
Köln’de kurulan TÜDAY (Almanya Türkiye İnsan Hakları Derneği) ve ASM ( Avrupa Sürgünler Meclisi) Yürütme Kurulunda görevler alarak gücü oranında emek katmış, emek vermiş ve çalışmaların içinde olmuş bir devrimciydi.
Sürgün’de yaşamanın ne olduğunu bilen birisi olduğu için “Bitmeyen Sürgün” kitabını okucuyla buluşturdu. Ayrıca hapihaneleri ve başından gecenleri anlatan kitabı „Ölüm bizim için değil kitabını yazdı. En son çalışması “Benim adım Dilaver” isimli kitabı yayımlandı. Buna bağlı olarak Fatih Öktülmüş’ün „Belgeseli“ni hazırladı. İftarlık Gazoz filminin sanat danışmanlığını yaptı.
„Kavuşulmamış sevdalar“ çalışmasını bitirmek için hastalık sürecinde bile sürekli yazıyordu. Aslında biten bir kitap çalışması, umarım kısa zamanda bu kitabı da çıkar.
„İçi boşalmış vicdanların belleğine el koymasına müsade etme; dayatılan değil istediğini oku!“ Ufuk Bektaş Karakaya
Sevgili Ufuk’un ziyaretine tedavi sürecinde günde 10-15 kişi geliyordu. Avrupa’nın bir çok şehrinden dostları yoldaşları son gününe kadar ziyaret etti. Dostlarını yoldaşlarını ve devrimcileri çok üzdü Ufuk. Çok büyük bir kayıp devrimciler için.
Devrimci mücadelede, direnişiyle, tecrübesiyle , birikimiyle sürekli üretme çabasında olan dostumu, yoldaşımı saygıyla sevgiyle anıyorum.
Anma toplantısı;
Adres: Stolberger str 317
50933 Köln
Pazar Günü (yarın saat 13.00’de Ezgi Center
9 Şubat 2022 çarşamba günü Malatya/ Koluncak kasabasında son yolculuğuna uğurlanacak.