Diyarbakır’da görülen bir davada ağırlaştırılmış müebbet ve 14 yıl hapis cezası verilen Mahmut Kardaş’ın adil yargılama için başladığı ölüm orucu, 43. gününe girdi.
Gazetemiz Devrimci Demokrasi’nin Diyarbakır muhabirliğini yaptığı dönemde, 14 gerillanın kimyasal ile katledilmesi protestolarında 30 Mart 2006’da başından vurularak ağır yaralanan ve 14 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra 14 Nisanda ölümsüzleşen İlyas Aktaş yoldaşımızın da kuzeni olan, Almanya’da sürgünde yaşayan yazar Meral Şimşek’de dayısı Mahmut Kardaş’ın “Çığlığı duyulana kadar onunla devam edeceğim” diyerek, ölüm orucuna başladı.
Dayısının adil yargılama talebini desteklemek için dünden itibaren ölüm orucuna başladığını duyuran Meral Şimşek, “42 gündür çığlık atıyorum. Dayımın ölüm orucunu sonlandırması için atılması gereken adımlar ivedilikle atılmadan ve dayım ölüm orucundan vazgeçmeden hiçbir koşulda ikna heyeti kabul etmiyorum” dedi.
Diyarbakır’da 2007’de Mehmet Ali Kardaş’ın köy koruculuğu yapan hasımları tarafından katledilmesi ardından yaşanan olaylarda korucuların ailesinden bir kişi vuruldu. Ardından Kardaş Ailesi’nin yaşadığı köy basıldı, dört ev yakıldı, 15 yaşındaki Demet Kardaş katledildi. Korucu ailesinden kimse tutuklanmazken Kardaş Ailesi’nden gençler tutuklandı ve ağır cezalar aldı. Yaşananlardan Mahmut Kardaş sorumlu tutuldu. Mahmut Kardaş, 16 yıl geçtikten sonra hakkındaki ihbarla 2022’de tutuklandı. Bu olaylarla ilişkisi olduğuna dair hiçbir delil sunulmadan siyasi geçmişi gerekçe gösterilerek 21 Eylül 2023’de ağırlaştırılmış müebbet ve 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kardaş ise davanın hakkaniyetle görülmesi, delillerin yeniden incelenmesi, yani yargının görevini yapması için bedenini ölüme yatırdı. Eylemi, 42 günü geride bıraktı.
İntikam alıyorlar
Berlin’de sürgünde bulunan yazar Meral Şimşek, dayısı Mahmut Kardaş’ın 80’lerde siyasi faaliyetlerinden dolayı tutuklanarak, 17 yıl hapishanede kaldığını hatırlatarak, “Bu olayla dayım yeniden cezalandırılmak isteniyor. Dayım Mahmut Kardaş’tan geçmişte yürüttüğü siyasi faaliyetlerinden dolayı Türk devletinin intikam almak istediğini görebiliyoruz. Ceza isteyen savcı ve kararı veren mahkeme, hiçbir şekilde inceleme yapmadı, tanıklar dinlenmedi, intikam alırcasına cezalandırıldı” dedi.
Ölüm orucuna başladı
Dayısının adil yargılama talebini desteklemek için dünden itibaren ölüm orucuna başladığını duyuran Şimşek, şunları söyledi: “Dayım ölüme karşı direniyor! 42 gündür çığlık atıyorum. Hiçbir resmi prosedür, ölümcül durumda bekletilme ve erteleme lüksüne sahip değil. Dayımın direnişini selamlayarak ben de ölüm orucuna resmen başlıyorum. Dayımın ölüm orucunu sonlandırması için atılması gereken adımlar, ivedilikle atılmadan ve dayım ölüm orucundan vazgeçmeden hiçbir koşulda ikna heyeti kabul etmiyorum.”
Yeterli kamuoyu oluşsaydı
“Ağır işleyen prosedür ve yetersiz kamuoyu”nun kendisini bu karara almaya ittiğini belirten Şimşek, “Bedenini ölüme yatırarak tek talebi adil yargılama olan dayım Mahmut Kardaş 17 kilo vererek, beden ısısını kaybediyor. Fiziksel ağırlaşma, konuşmada yavaşlama gibi ölüm orucunun verdiği olumsuz sonuçların kritik aşamasına girdi. 42 gündür mücadelesini sürdüren dayım için sınırlı düzeyde kamuoyu oluşturabildik. Yeterli kamuoyu oluşsaydı, prosedürler işleseydi bu aşamaya gelmeyecektik” diye konuştu. Şimşek, aradan geçen zamana rağmen Meclis’e bir soru önergesinin dahi verilmemesini de eleştirdi.
Ailem tek tek yok olmamalı
Şimşek, “Dayım Mahmut Kardaş’a destek amaçlı dün gece (31 Ekim) saat 00.00 itibarıyla ben de ölüm orucuna başladım. Haklı mücadelemizin sonuçlarını alana, yeterli kamuoyu oluşana ve dayım ölüm orucunu resmi olarak bitirdiğini açıklamayana kadar devam edeceğim” dedi.
Ablası Mülkiye Doğan’ın da 30 yıl önce henüz 19 yaşındayken cezaevinde yaşamını yitirdiğini hatırlatan Şimşek, şunları ekledi: “Ailem tek tek yok olmamalı. Dayımın cenazesi çıkmayacak o zindandan. Çıkacaksa da ben görmeyeceğim.”
(Yeni Özgür Politika)
Yorumlar kapalı.