İnfazı tamamlanan tutsak farklı bahanelerle tahliye edilmedi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Haber Merkezi: Hapishanelerde yaşatılan hukuksuzluk ve keyfi uygulamalar gün geçtikçe artıyor. İnfazı yakılan ve tahliyesi engellenen onlarca tutsak bu keyfi uygulamalarla karşı karşıya.

Bunun en son örneği Trabzon Beşikdüzü Hapishanesi’nde yaşandı. Beşikdüzü hapishanesinde tutsak bulunan Cumhur Ataş’ın tahliyesi, çeşitli gerekçeler uydurularak 6 ay ertelendi. 

Trabzon Beşikdüzü T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutulan ve 22 Haziran’da infazı tamamlanan Cumhur Ataş, 22 Ağustos’ta ailesine gönderdiği mektupla tahliyesinin 6 ay ertelendiğini aktardı. “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla hakkında verilen 6 yıl 3 ay hapis cezasının infazını tamamlayan Ataş, İdare ve Gözlem Kurulu’nun “iyi halli olmadığı” raporunun tahliye edilmemesine gerekçe yapıldığını belirtti.  

Kolaylaştırma gayreti yok!

Kurul’un “Hükümlü genel ve kısmi arama ve sayımlarda idare ve kurum personelinin çalışmalarına zorluk çıkarmamış olsa da kolaylaştırmaya yönelik gayreti de olmamıştır” dediğini kaydeden Ataş, şunları ifade etti: “Kısmi veya genel aramalarda mahpuslar havalandırmaya çıkarılmakta. İki gözlemci aramaya iştirak etmektedir. Havalandırma kapısı mahpusların üzerine kapatılmaktadır. Koğuş bu şekilde aranmaktadır. Arama bitip personel koğuştan çıktıktan sonra havalandırmadaki mahpuslar koğuşa girebilmektedir. Aramaya belirlenen çerçevede riayet ederken, bunun dışında da kolaylık sağlanmadı, denilebilecek hiçbir maddi zemin bulunmamaktadır. ‘Aramayı kolaylaştırmaya yönelik gayreti olmamıştır’dan ne kastettiklerini, kendilerinin de bildiklerini zannetmiyorum.” 

Kendi yaptıklarından gerekçe

Salgın sürecinde 8 kez oda değişikliği yapmasının da “iyi halli olmamaya” gerekçe yapıldığını paylaşan Ataş, oda değişimlerinin cezaevi tasarrufunda olduğunu ve kendisinin herhangi bir talebinin olmadığını vurguladı. Ataş, “Sanki kendi isteğimle oda değiştirmiş, istediğim zaman oda değiştirebiliyormuşum” dedi. 

Faturaları ödemesi yetmiyor

“Hükümlü elektrik borcunu ödemekle birlikte su kullanımında tasarruf kurallarına riayeti hakkında kesin kanaate varılmamıştır” gerekçesine işaret eden Ataş, şöyle devam etti: “Bulunduğum cezaevinde su kotalıdır. Herkesin suyu kullanımı belli bir limite göredir. Suyun kişi başına belli bir limitle sınırlı tutulduğu, kota uygulamasının yapıldığı bir yerde suyun tasarruflu kullanıp kullanılmamasının sorgulanması başlı başına tutarsızlıktır. Cezaevi idaresi suyun tasarruflu kullanımı için suyu kişi başı limit kotalı vermektedir. İdare burada kendi iç işleyişini sorgulamaktadır. Bu belirleme ve tespitinde benim tahliye edilmemle hiçbir bağlantısı ve ilişkisi yoktur.”

Sağlığına riayet etmiyormuş!

“Sağlığına riayet etmiyor. Açlık grevinde katılmadığında katılanlara sessiz ortak oluyor” gibi gerekçeleri de aktaran Ataş, şunları ekledi: “Sağlığımı çok düşünen cezaevi idaresi, benim doğa, toprak ve toplumla buluşmamı engelleyip dört tarafı beton olan kapatılmış bir mekanda bırakarak, sağlığımı benden daha çok düşünmektedir.” 

Hukukta karşılığı yok

Bilindiği gibi kurulların yapısı ve işleyişinin 1 Ocak 2021’den itibaren mevzuata yerleştirilmesi dışında hukuki bir yanı yok. Bir kere yargılama sisteminden geçmiş, verilen ceza infazını hukuki olarak tamamlamış bir mahpusa, ‘Bir daha yapmayı düşünüyor musun’, ‘Yaptığından pişman mısın?’ gibi sorularla pişmanlık dayatması yaparak ya özgürlüğünden yoksun bırakılıyor ya da tahliye ettiriyor. Bu uygulamanın uluslararası hukukta hiçbir karşılığı yok.

Yorumlar kapalı.