Haber Merkezi İHD Ankara Şubesi Cezaevi Komisyonu, 3 Aylık İç Anadolu Bölge Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu’nu açıkladı. Hapishanelerde süren işkence uygulamalarına dikkat çekilen raporda, 3 ay içinde 9 kişinin hapishanelerde yaşamını yitirdiği kaydedildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Temmuz, Ağustos, Eylül aylarını içeren “3 Aylık İç Anadolu Bölge Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu’nu İHD Ankara Şubesi’nde yaptığı basın toplantısıyla açıkladı. Raporu komisyon adına İHD Merkez Yürütme Kurulu Üyesi (MYK) Nuray Çevirmen okudu.
Raporda, 35 başvurunun kayda geçirildiği belirtilirken, İmralı’da sürdürülen tecridin son bulması talebiyle hapishanelerde süresiz-dönüşümlü açlık grevlerinin 12 Eylül’de 290’ıncı gününde son bulduğu hatırlatıldı. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan Ceza İnfaz Kurumları İstatistiklerine göre; ceza infaz kurumlarında toplam 292 bin 74 tutuklu ve hükümlünün bulunduğu belirtilen raporda, İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan 18 hapishanede, İç Anadolu Bölgesi dışında Van F Tipi Kapalı Cezaevi ve Şanlıurfa 1’Nolu T tipi Cezaevi’nde gerçekleşen hak ihlallerinin de raporlandığı ifade edildi.
‘Hapishanelerde 9 kişi yaşamını yitirdi’
Raporda, basına yansıyan haberlerden elde edilen veriler doğrultusunda Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında çeşitli cezaevlerinde 9 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi. Raporda, “Mahpusların bir arada ve kalabalık koğuşlarda yaşadıkları göz önünde bulundurulduğunda hapishanelerde hijyenik ortamın sağlanmasının, kişisel koruyucu tedbir uygulamalarının neredeyse imkânsız olduğu söylenebilir. Bu durum bütün dünyayı etkileyen Covid-19 salgınının hapishanelerde çok hızlı yayılabildiğini ortaya koymaktadır. Özellikle hapishanelerdeki yoğunluk ve hareketlilik göz önüne alındığında durumun daha da vahim olduğu görülmektedir” denildi.
‘İç Anadolu Hapishanelerinde 41 hasta kadın tutsak var’
Raporda, İHD’nin verilerine göre, hapishanelerde en az 604’ü ağır olmak üzere en az bin 605 hasta tutsak bulunduğu ifade edildi. İç Anadolu Bölge Hapishanelerinde ise 41’i kadın olmak üzere en az 264 hasta tutsak bulunduğu belirtildi.
Raporda, tutsakların avukatlar aracılığıyla aktardıkları sağlık problemleri şöyle sıralandı:
“* Tek kişilik, sağlıksız nakil araçları ile sevkler yapılmakta; bu durum özellikle kalp, astım, epilepsi hastalarının sağlıklarını kötü etkilemektedir.
* Mahpuslar kelepçeli muayene edilmekte, kelepçeli halde hastane sevkleri yapılmaktadır.
* Hasta mahpuslar revire geç çıkarılmakta, hastane sevkleri ya geç yapılmakta ya da hiç yapılmamaktadır. Ayrıca rutin yapılması gereken test ve kontroller de aksamaktadır.
* Adli Tıp Kurumu politik tutum izleyerek ‘Hapishanede Kalamaz’ raporu vermemekte, tam teşekküllü hastane ve üniversite hastanelerinin ‘Hapishanede Kalamaz’ raporları kabul edilmemekte ve ağır hasta mahpusların infazları ertelenmemektedir.
* Diyet yemeği ihtiyacı olan mahpusların diyet yemeği talepleri karşılanmamaktadır. Kendi öz bakımını yapamayacak kadar hasta olan mahpuslar durumlarına bakılmaksızın hapishanelere konulmaktadır.
* Ağır psikolojik rahatsızlıkları olan mahpuslar tahliye edilmiyor.
* Mahpusların diş tedavileri yapılamamaktadır.
* Bir mahpus hastaneye 8 aydır sevk edilmediği için ve diğer yaşanan sorunlardan kaynaklı olarak açlık grevi başlatmıştır.
* Mahpuslar kullanmış oldukları ilaçların temininde zorluklarla karşılaşmaktadır.
* Astım hastalarının sigara içilmeyen odalara geçme talepleri kabul edilmemektedir.
* Bir mahpusun, ücretini ödemiş olmasına rağmen 5 yıldır diş tedavisi yapılmamaktadır.”
Raporda işkence ve kötü muamele ilgili tespit edilen sorunlar ise şu şekilde sıralandı:
“*İç Anadolu Hapishanelerinde 7 mahpus işkence, darp ve kötü muameleye maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir.
* Aksaray T Tipinde bir mahpus işkence görmüş, hastaneye götürülmemiş ve şikayetleri kabul edilmemiş ve bu nedenle de açlık grevine başlamıştır.
* Kayseri 1 Nolu T Tipinde bir mahpus darp edildiğini, üç dört kere copla falakaya yatırıldığını, 7-8 memurun ellerini ve ayaklarını tuttuğunu, ayakkabısını çıkardıklarını ve ayaklarının altına vurmaya başladıklarını, acıdan birkaç gün ayaklarının üzerine basamadığını, çok işkenceye maruz kalan insan tanıdığını aktarmıştır.
* Konya/Akşehir T Tipinde bir mahpus gözaltına alınanların işkence ve hakaretlere uğradığını aktarmıştır.
* Konya/Seydişehir’de bir mahpus, tek tutulduğu ve kimse ile görüştürülmediği için kendisi ve aynı cezaevinde bulunan 4 mahpus açlık grevi başlatmışlardır.
* Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevinde bulunan bir mahpus kendisine işkence yapıldığını aktarmıştır.
* Sincan 3 Nolu L Tipinde iki kadın mahpus şiddete uğradıklarını aktarmışlardır.
* Hapishanelerde mahpuslara çıplak arama uygulaması devam etmektedir.”
Raporda disiplin cezaları ve infazla ilgili tespit edilen sorunlar ise şu şekilde sıralandı:
“* Şartlı tahliye koşulları sağlanmasına rağmen keyfi gerekçelerle tahliyeler uzatılmakta ve bu uygulama gözlem kurulu kararıyla gerçekleşmektedir. Hapishanelerde bu durumda olan pek çok mahpus bulunmaktadır.
* Sincan Kadın hapishanesinde 4 kadın mahpusa Kürtçe şarkı söyledikleri ve halay çektikleri için ceza verilmiş ve tahliyeleri ertelenmiştir.”
Raporda baskılar, iletişim yasakları şöyle sıralandı:
“* Sosyal faaliyetler (spor, sohbet, kurs) kimi yerlerde tamamen durdurulmuş kimi yerlerde de kısıtlanmıştır. Çok nadir spora çıkarılan yerlerde de mahpuslar aynı koğuştakiler çıkabiliyor.
* Kapalı görüşler ayda iki kez yaptırılıyor.
* Pandemi sürecinde haftalık 20 dakikalık telefon kullanma hakkı tek bir numarayı arama şekline indirgenmiştir.
* Cenazelerine katılmak isteyen iki mahpusun talepleri kabul edilmemiştir.
* Koğuş aramalarında görevlilerin kimi zaman koruyucu malzeme (maske, eldiven vb.) kullanmadıkları aktarılmıştır.
* Mahpuslara metal kaşık verilmemekte, onun yerine sağlıksız olan plastik kaşıklar verilmektedir.
* Mahpuslar tarafından her türlü mektup-kart gibi postaların idareye verilerek bedellerinin emanet paradan kesilmesi şeklinde uygulanmasına rağmen son değişiklikle mahpusların gönderilere kendilerinin pul yapıştırması istenmiş ancak her posta gönderisinin APS, taahhütlü, normal mektup olması ve gramajlarının da tespit edilmesinin olanaksızlığı nedeniyle bu uygulamaya uyum sağlanamamış, Posta İdaresi, bu uygulamanın kendilerinden kaynaklanmadığını, hapishane idaresi tarafından inisiyatif alındığına dair cevabı bir mahpusa yazılı olarak iletmişlerdir.
* Geçmişte aynı koğuşta bulunan mahpuslar bir den fazla mektubu aynı alıcıya gönderebiliyorken atık bu haktan yararlanamıyorlar.
* Basın İlan Kurumu’ndan resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazetelerin hapishanelere alınmadığı aktarılmıştır.
* Mahpusların kantinden alarak bir radyo bulundurma hakları olmasına rağmen radyoları toplatılmıştır.
* Ailelerinden uzak hapishanelerde bulunan mahpusların sevk talepleri kabul edilmemektedir.
* Afyon 1 Nolu’da kargoyla gelen kitapları ayda 2 kitap olarak verilmekte, odada kişi başı 5 kitap bulundurulmakta ve dış kantin yoluyla kendi paralarıyla satın almak istediklerinde ise sadece 1 yayınevi ile anlaşıldığı için istedikleri kitapların bulunmadığı söylenmektedir.
* Mahpuslara aileleri tarafından getirilen dergiler verilmemiş ve bunun için de bir gerekçe gösterilmemiştir.
* Afyon 1 Nolu’da bir mahpusun tutmuş olduğu 3 deftere aramada el konulmuş ve kendisine de gerekçe iletilmemiştir.
* Kırıkkale F Tipinde bir mahpusun yazmış olduğu 400 sayfalık romana el konulmuş ve geri verilmemiştir.
* Mahpusların sigara içilmeyen odalara geçme talepleri kabul edilmemektedir.
* Kantinde satılan ürünler hem çeşit olarak az hem de fiyatları yüksektir. Ayrıca verilen ürünler kalitesizdir.
* Her mahpusun ücretsiz olarak içme suyuna erişim hakkı olmasına rağmen musluk suyunun içilemez olmasından dolayı ücretle kantinden su almak zorunda kalınmakta, mahpusların çoğunun yoksul ve parası olmadığından bir külfet ve mağduriyet oluşmaktadır.
* Mahpuslara verilen yemekler besleyici değildir.
* 1 Mahpus maddi imkansızlıklar nedeniyle, kıyafet yardımı yapılmasını talep etmiştir.
* Sincan 3 Nolu L Tipinde iki kadın mahpusun kaldığı yerde kameranın biri banyo kapısını görmektedir.”
Raporda öneriler ise şu şekilde sıralandı:
“* BM Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 10. maddesinde açık bir şekilde ‘Özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişiler insani muamele ve insanın doğuştan kazandığı insan onuruna saygılı davranış görme hakkına sahiptir’ denilmektedir. Yine BM Mahpusların Islahı İçin Temel Prensiplerin 1. maddesinde; ‘Bütün mahpuslara doğuştan sahip oldukları insanlık onurunun ve değerin gerektirdiği saygıyla muamele yapılır’ denilmektedir. Oysa İç Anadolu Bölgesindeki hapishanelerde insanlık onuruna yakışır muamele yapılmamakta ve mahpuslar şiddet, hakaret ve kötü muameleye ve hak ihlallerine maruz kalmakta, hasta olanların tedavileri aksatılmakta, iletişim ve bilgi edinme hakları engellenmektedir.
* Hapishanelerde son dönemlerde artış gösteren işkence-darp vakalarına son verilmeli, sorumlu olan kişiler hakkında soruşturma açılmalı ve cezai yaptırımlar uygulanmalıdır. Mahpuslara yapılan işkence, onur kırıcı ve kötü muameleler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile yasaklanmıştır: AİHS, Madde 3: ‘İşkence Yasağı- Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tâbi tutulamaz.’
* Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Hapishanelerin denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
* AİHS’in 14. maddesinde düzenlenen ‘Ayrımcılık Yasağı’ ilkesine göre ‘Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.’
* Hakkında yasaklama, toplatma kararı olmayan gazetelerin hapishanelere alınmasının önündeki engeller kaldırılmalı ve temini sağlanarak gazeteler mahpuslara verilmelidir.
* Ailelerinden uzakta olan mahpusların, maddi koşullar ve hastalıklar nedeniyle gelemeyen ailelerine yakın hapishanelere nakil talepleri kabul edilmelidir.
* Hapishanelerde meydana gelen intihar vakalarının önüne geçmek için mahpusları ruh ve bedensel bütünlüklerine yönelik tehditler ortadan kaldırılmalı, insan onuruna yaraşır uygulamalar geliştirilmelidir. Gerekli önlemi almayan ve etkisi olan kişiler varsa etkin soruşturmalar yapılmalı ve yaptırımlar uygulanmalıdır.
* Yeterli ve sağlıklı beslenmek temel insan hakkıdır. Sağlık sorunları olan mahpuslar, doktorlarca reçete edilmiş yiyecekleri alma hakkına sahiptirler. Hapishane idareleri tarafından hasta tutuklu veya hükümlülere diyete uygun yemek sağlanmalıdır.
* Hapishanelerdeki sağlık personeli sayısı arttırılmalıdır. Hastaların havasız, kışın soğuk, yazın sıcak ringler ile hastaneye sevk edilmesi, hastane önlerinde ringler içerisinde saatlerce bekletilmesi uygulamalarına son verilmelidir. Ağır hastaların ring araçları ile değil ambulansla hastanelere sevki sağlanmalıdır. Tek kişilik ring aracı tamamen kaldırılmalıdır.
* Hasta mahpusların revire çıkarılmaları, hastaneye sevkleri hızlandırılmalıdır. Teşhis, tedavi ve kontrollerinin uzman hekimler tarafından yapılması sağlanmalıdır.
* Kelepçeli muayene ve tedavi uygulamasından vazgeçilmelidir. Bu uygulama nedeniyle birçok hasta mahpusun tedavisi yapılamamaktadır. Her hasta mahpusun tıbbi etik gereği, her hastaya uygulanması gerektiği gibi, mahremiyetine saygı gösterilen bir ortamda, insan onuruna yakışır bir şekilde sağlık hizmeti alma hakkı vardır.
* Hapishanelerde bulunan hasta mahpusların acil ve kalıcı tedavileri yapılmalı, hapishane koşullarında tedavisi yapılamayan/yapılmayan hasta mahpusların da acilen infazları durdurulmalıdır.”
Raporda, yaşananlara, hak ihlallerine karşı Adalet Bakanlığı, ilgili tüm kurum ve kuruluşlar göreve davet edildi.
Yorumlar kapalı.