Haber Merkezi: Uluslararası Komünist Hareket’in PKP Başkanı Abimael Guzmán (Başkan Gonzalo)’nun 28 yıl önce Maoizm üzerine yaptığı konuşmanın değerlendirildiği ortak bildirgeyi kendi cephemizden eleştirel gözle ele alırken, güncelliği nedeniyle bu bildirgeyi paylaşıyoruz.
Ortak Uluslararası Bildirge
Başkan Gonzalo’nun konuşması, tamamen güçlü bir savaş silahı olarak dünyanın önünde parlıyor. Bu tarihi olayın bu yeni yıldönümünde, biz, dünyanın her yerinden Marksist-Leninist-Maoist Parti ve Örgütler, içinde yaşadığımız bu fırtınalı zamanlarda sınıfımızı, uluslararası proletaryayı ve dünya halklarını devrimci iyimserlikle selamlıyoruz.
Bu kadar çok kaosun yaşandığı bu zamanlarda, BaşkanGonzalo’nun Marksist-Leninist-Maoist konuşmasının tam geçerliliğini, özellikle de Başkan Gonzalo’nun Maoizm üzerine evrensel olarak geçerli katkılarıyla yeniden teyit etmeyi bir zorunluluk olarak görüyoruz. Böylelikle Başkan Gonzalo’nun yaşamının ve sağlığının savunmasına katkıda bulunuyor, dünya proleter devriminin bir parçası ve hizmetinde Maoizm mücadelesini sürdürüyoruz.
Dünya proleter devriminin Yeni Büyük Dalgasının gelişimini nasıl haklı ve doğru bir şekilde tanımladığını, Başkan Gonzalo’nun konuşmasında tezahür eden büyük ileri görüşlülüğünü istiyoruz ve vurgulamalıyız. Maoizmin önümüzdeki on yıllarda bu Yeni Büyük Dalganın emri haline geleceğini ve gittikçe daha fazla komünist tarafından Komünist Partilerini yaratarak, daha çok ülkede nasıl daha fazla somutlaştırılacağını öngörüyor, dünya halkları ile bütünleştiğinde nasıl maddi güç haline geleceğini öngörüyor.
“Sonunda, şimdi şunu dinleyin. Dünyada gördüğümüz gibi, Maoizm, yeni dünya proleter devrimi dalgasına öncülük etmek için durdurulamaz bir şekilde ilerliyor. İyi dinleyin ve anlayın! Kulakları olanlar, kullanın. Anlayışı olanlar – ve hepimiz buna sahibiz – onu kullanın! Bu kadar saçmalık yeter. Bu kadar belirsizlik yeter! Bunu anlayalım! Dünyada neler ortaya çıkıyor? Neye ihtiyacımız var? Maoizmin enkarne olmasına ve enkarne edilmesine ihtiyacımız var ve yaklaşmakta olan dünya proleter devriminin bu yeni büyük dalgasını yönlendirmek ve yönetmek için Komünist Partiler oluşturarak.
Bize söyledikleri her şey, meşhur ‘yeni barış çağı’ nın boş ve saçma gevezeliği. Şimdi nerede? Ya Yugoslavya? Ya diğer yerler? Bu bir yalan; her şey politik hale geldi. Bugün tekbir gerçeklik var; Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nın aynı rakipleri yeni bir Üçüncü Dünya Savaşı hazırlıyor. Bunu bilmeliyiz ve ezilen bir halkın çocukları olarak ganimetin bir parçasıyız. Buna rıza gösteremeyiz! Yeterince emperyalist sömürü! Onları bitirmeliyiz! Biz üçüncü dünyadayız ve üçüncü dünya, Komünist Partilerin markalaşması ve önderlik etmesi şartıyla, dünya proleter devriminin temelidir! Yapmamız gereken bu!” –
24 Eylül 1992’de Başkan Gonzalo’nun konuşması
***
Öyle değil mi? Bu! Olabilecek sınırlamalar ne olursa olsun, kendi ülkelerimizdeki devrimci durumun gelişiminde ki eşitsizliğe bakılmaksızın, Latin Amerika’daki Maoizmin nasıl kıvılcımdan isyan ateşine gittiğini görüyoruz. Amerika Birleşik Devletleri’nde genç bir muhafızın, kitlelerle sağlam bir şekilde birleşerek ilerleyen tek hegemonik emperyalist süper gücün kalbinde büyük mücadele görevini nasıl yürüttüğünü görüyoruz. Eski Avrupa’daki parti ve örgütlerin, Komünist partilerin yeniden kurulmasını ve kitlelerde gerekli derin kökleri geliştirirken görüyoruz, en son değil, en önemlisi Peru, Hindistan, Türkiye ve Filipinler’deki Halk Savaşları – uluslararası proletarya ve dünya halkları için Marksizm-Leninizm-Maoizmin şanlı meşaleleri. Maoizm, dünya proleter devriminin Yeni Büyük Dalgasının komutanıdır ve gitgide o hale gelmektedir. Sömürünün ve zulmün yasalarla nasıl direniş yarattığını görüyoruz, emperyalizmi süpürme ve yeryüzünden kaldırma gerekliliğinin giderek daha fazla karşılandığını görüyoruz.
Bunları, gözlerimizi kapatmazsak görürüz. Eğer sağır kulağımızı çevirmezsek, daha öncesi gibi yaşamak istemeyen dünya halklarının korosundan “İsyan meşrudur!” savaş çığlığını duyabiliyoruz.
Batı Asya (Genişletilmiş Ortadoğu) ve Afrika’da sürdürülen ulusal kurtuluş mücadelelerinin savaş çığlığını duyuyoruz. Bunu Latin Amerika’daki kitlelerin patlamaya hazır öfkelerinde görüyoruz, Çin sosyal emperyalizmine ve Rus emperyalizmine karşı ayaklanmalarda da duyuyoruz. Yankee emperyalizminin kalbinde yer alan mücadelelerde ve gösterilerde bunu duyuyoruz. Çeşitli Avrupa ülkelerindeki gençliğin yeniden alevlenen mücadelelerinde bunu duyduk. İşçi hareketlerinde, grevlerde ve çeşitli Avrupa ülkelerindeki kitlelerin tekrar tekrar alevlenen büyük protestolarında bunu duyuyoruz.
Hindistan’da kitlelerin çektiği acı ve baskı dayanılmaz bir düzeye ulaştı. Bu duruma karşı Hindistan Komünist Partisi (Maoist), eski gerici devleti, emperyalizmi, bürokratik kapitalizmi ve yarı-feodalizmi parçalamak için yenilmez HalkSavaşı aracılığıyla yeni demokratik devrimi kararlılıkla geliştirdi. Latin Amerika’da kriz, gerçek Marksist-Leninist-Maoist devrimcilerin militarize Komünist Partilerin kuruluşunda/ yeniden inşaasında ilerlemesini sağlayan ve yeni güçlü sıçramalar hazırlayan yeni kitlesel protesto dalgaları yaratır.
Devam edecek…
Yorumlar kapalı.