Haber Merkezi: İstanbul Gazi mahallesi faşist diktatörlüğün her türlü saldırısına uğrayan mahallelerden biri olagelmiştir. Devrimci bir geçmişe ve hala bu kültürün yaşatıldığı Gazi’ye ‘özel önem’ gösteren faşist diktatörlük, resmi, gayri resmi çeteleri ve işbirlikçileriyle mahalle halkının, inanç ve kültürüne saldırarak, asimilasyon ve yozlaşmayı derinleştirmek istemektedir.
Gazi Mahallesi’nde yaşayan Kızılbaş-Alevi inancına mensup halkın duygularını istismar ederek maddi ve manevi çıkar sağlayan, Aleviliği kullanarak kadınları istismar eden şahıs Partizan tarafından cezalandırıldı.
Partizan tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Alevi inancı üzerinden düzmece bir dergâh açarak, kendini ‘Mesih’ olarak tanıtan ve ezilen Alevi inancı üzerinden halkı maddi ve manevi istismar eden bir kişiyi cezalandırdık.
Devlet Alevilere yönelik asimilasyon politikalarını çok yönden empoze etmeye devam ediyor.
Gazi Mahallesi’nde kendini ‘Mesih’ olarak tanıtan bu şahıs, kadınları istismar ederken aynı zamanda Alevi inancı üzerinden, Alevi halkının değerlerini kullanarak kadınlara yönelik istismarı bir inanç istismarıyla gizlemeye çalışmıştır.
Partizan olarak yapmış olduğumuz araştırmalar ve işlettiğimiz süreç sonucunda bu şahsın söz konusu istismar suçlarını işlediği aynı zamanda çetelerle ilişkide olduğu ve devrimci kurumlara yönelik düşmanca tutumu da tarafımızca netleştirilmiştir.
Tüm bu çalışmalar sonucunda kendisini uyarmak ve hakkında aldığımız kararı açıklamak için çağırdığımız durumda devrimcileri aşağılayan bir tarz ve üslup ile kendisinin ‘dokunulmaz’ olduğunu ve istediğini yapacağını, kimsenin yaptıklarına karışamayacağını söylemesi üzerine bu şahıs dövülerek cezalandırılmıştır.
Cezalandırma sonrası bu istismarcı ve ‘şarlatan’ın devrimcilerden ve halktan özür dilemesi sağlanmıştır. Emekçi-ezilen mahallelerde, özellikle de Gazi Mahallesi gibi devrimci faaliyetin ve halkın ilerici kültürünün hedeflendiği; devlet, çeteler ve dolaylı uzantıları tarafından birçok gerici çalışmanın yapıldığı bölgelerde bu tür pratiklere asla müsamaha gösterilmemelidir. ‘Tekil’ ya da ‘basit’ görünen bu gibi her yoz ve gerici pratiğin arkasında örgütlü bir gericilik mevcuttur. Ne Alevi inancı ve kültürü ne kadın sorunu ne de devrimcilere tutumu bakımından ‘masum’ olmayan bu gibi örneklere emekçi halkımız da müsamaha göstermemeli ve sessiz kalmamalıdır. Bu gibi istismarcı ve gerici pratiklerin emekçi-devrimcilerin yoğun olduğu mahallelerde boy göstermemesi için halkımız örgütlü mücadeleye katılmalı faşist güçlere karşı olduğu gibi onların uzantısı kişi ve gruplara karşı da devrimci safları güçlendirmelidir.” (YD)
Yorumlar kapalı.